Furkan Başkak’ın deneme türünde kaleme aldığı Yüksek Promil Hüzünlüyüm kitabını inceledik. Yazarın kendine özgü kalemi ile anlam karmaşalarına, ruh hali çatışmalarına yer verdiği eser, okuyucuları tarafından beğeni topluyor.
Furkan Başkak kimdir, nereli ve kaç yaşında?
Furkan Başkak 3 Şubat 1992 tarihinde, Malatya ilinde dünyaya gelmiştir. Fırat Üniversitesinde Metalurji ve Malzeme Mühendisliği okumaya başlamış, ardından aynı üniversitede Fizyoterapi programına dâhil olmuştur. İki bölümü de tamamlamamıştır. Çalışma ekonomisi ve endüstriyel ilişkiler bölümünden mezun olup, çağrı merkezi sektöründe yönetici olarak çalışmaya devam etmektedir. E-ticaret ve medya sektörlerinde ise girişimleri devam etmektedir.
Firmalara, derneklere, öğrenci kulüplerine; liderlik ve yaratıcılık üzerine eğitimler ve seminerler veren Furkan Başkak, iş yaşamında ise çalışan psikolojisi üzerine çalışmaların içinde yer almıştır. 2005’ten itibaren kişisel blog yazmaktadır, kendini “Her sandan önce bir blog yazarıyım.” diyerek tanıtmaktadır. Ayrıca yerel gazetelerde köşe yazıları da yazmıştır. İlk kitabı olan “Yüksek Promil Hüzünlüyüm” ise 2022 yılında raflarda yerini almıştır.
Yüksek Promil Hüzünlüyüm kitap incelemesi
“Beni gerçekten soracak olursanız; yüksek promil hüzünlüyüm.” ile başlayan kitap, değişkenlik gösteren bir ruh halini, anlam çatışmalarını deneme formatında, ustalıkla sunmaktadır. Kitap incelemesinde bulunan 7 eleştirmenden de tam not almıştır.
Yüksek Promil Hüzünlüyüm arka kapak yazısı
Kitabın arka kapağı, aynı zamanda tanıtım yazısı niteliği taşımaktadır. İşte Yüksek Promil Hüzünlüyüm kitabının arka kapak yazısı;
“İlk defa kurduğum bir hayal kalbime inerek inancıma talip olmuştu. O talibe, biriktirdiğim tüm inanmışlığımı teslim ettim. Hangi hikâyeler güzel biter bilmiyorum ama benim hikayem kırılmış inançlarımla birlikte, bir hüzün olarak yarım kaldı. O hüznün şiddetini aletler ve insanlar ölçemedi, ki zaten hüznün bir ölçü birimi yoktur. Unutursun, alışırsın tavsiyeleri üzerime yığınla atıldı. Oysa bana zaman dahil hiçbir şey iyi gelmiyordu. Nihayetinde onunla beraber yaşamaya alışmayı seçtim. Evet, seçtim diyorum çünkü ben hüznüme tutkundum. Damarlarımda kan ve kanıma karışmış nikotinle, kafeinle birlikte ölçülemeyen miktarda hüzün dolaşıyordu. Öldürmeyecek fakat hemen önümde yaşananları dahi görmeme engel olacak kadar yüksek promil hüzün.”