Küçükçekmece’de 29 Eylül 2018’de zihinsel engelli Ahmet Yusuf Öz’ün bıçaklanarak öldürülmesiyle ilgili tutuklu sanık Ferhat Ç. (47) hakim karşısına çıktı. Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuklu sanık ile taraf avukatları ve müştekiler hazır bulundu.
Duruşmada savunması sorulan tutuklu sanık Ferhat Ç., ilk önce savunma yapmak istemediğini söyleyerek, “Ne söyleyebilirim ki” dedi. Daha sonra savunma yapan sanık, maktulün anneannesi Hatice Akkaya’nın kendisine olay günü, “Oğlum biz köye gidiyoruz. Torunumu istasyona gönder. Tren akşam 6’da” dediğini aktardı.
“Yusuf hazırlanırken uyuşturucu madde aldım”
Kendisinin bu konuşmanın ardından uyuşturucu madde kullandığını söyleyen Ferhat Ç., “Öğleden sonra eve döndüm. Yusuf’un kapısını çaldım. Açtı. ‘Oğlum sen daha gitmedin mi’ dedim. ‘Gitmedim abi boş ver gitmek istemiyorum’ dedi. Ben de ‘O iş öyle olmaz hazırlan’ diyerek içeri girdim. Yusuf hazırlanırken ben de uyuşturucu madde aldım. Kendimden geçmişim” dedi.
Sanık savunması esnasında müştekilerin dışarı çıkarılmasını istedi
Sanık savunmasının bu kısmında durumun hassasiyeti nedeniyle müştekilerin dışarı çıkarılmasını talep etti. Mahkeme bu talebi kabul etti ve müştekiler dışarı çıkarıldı. Maktulün babası Sezer Öz, duruşma salonundan dışarı çıkarken sanığa “Vicdansız, namussuz, seni bana versinler” diyerek bağırdı.
Müştekilerin çıkarılmasının ardından savunmasına devam eden Ferhat Ç., uyuşturucu maddenin etkisiyle sızıp kaldığı yerden uyandığını söyleyerek, “Uyanırken maktul cinsel organını yüzüme vuruyordu. Ne yaptığını sorduğumda güldü. İki çocuk babasıyım. Kendimi kaybetmişim. Kendime geldiğimde elim katlanmış bıçak elime çakılı vaziyetteydi. Yusuf ölmüştü. Benim hayatım bitti” şeklinde savunma yaptı.
“Kendi evlatlarım neyse Yusuf oydu”
Dışarı çıkıp merdivenlere oturduğunu ve burada anneanne Hatice’nin kendisini aradığını söyleyen sanık, “’Oğlum saat 6’ya geliyor çocuğu gönder artık’ dedi. ‘Ben dışarıdayım müsait değilim’ dedim. Ne yapacağımı düşündüm. Teslim olursam çocuklarım mağdur olur diye düşündüm eve tekrar girdim. Hırsızlık süsü vermek isteyerek evi dağıttım. 2 televizyon ve 1 cep telefonu aldım. Kendi evlatlarım neyse Yusuf oydu. Kıyafetlerimi götürüp yaktım. İç çamaşırımı ise polislere teslim ettim” dedi.
“Bunu asın, idam edin, ciğerim yanıyor”
Müşteki anneanne Hatice Akkaya ise sanığın tüm beyanlarının yalan olduğunu söyleyerek, “Bunu asın. İdam edin. Yazıklar olsun ciğerim yanıyor. O gün ben köye gidecektim. Sanık bize geldi. Yukarıda bir dolap var çekelim dedi Yusuf’a. Yusuf evine gidip yardım edip eve döndü. Torunum ‘ben köye gitmek istemiyorum’ dedi. ‘Geleceksin’ dedim. Ben ‘hastaneye MR çektirmeye gideceğim seninle istasyonda buluşalım’ dedim. Yusuf gelmedi. Ben de trene bindim gittim. O gün gece çok aradım açmadı. Ertesi gün merak edip eve geldim. Kapıyı açtım. Yusuf yerde yatıyordu. Paspas atılmıştı üstüne. Ben çocuğumu buna emanet etmedim yalan söylüyor. Ne istedin bu masumdan. Sen benim evime niye giriyorsun. 16 senemi vermişim ben ona” şeklinde beyanda bulundu. Maktulün babası Sezer Öz de sanıktan şikayetçi olduğunu söyleyerek cezalandırılmasını istedi.
Mahkeme tarafların dinlenilmesinin ardından ara kararını açıkladı. Mahkeme heyeti müşteki avukatının sunduğu maktulün zihinsel engeline ilişkin raporun aslının gelmesi ve gelmeyen tanıkların dinlenmesine hükmederek duruşmayı erteledi.
İddianameden
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede Ferhat Ç.’nin ‘çocuğu kasten öldürmek’, ‘gece vakti bina içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında hırsızlık’ ve ‘bıçak ile diğer aletleri izinsiz olarak taşıma veya bulundurma’ suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ile 16 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.
Melike İnal