Diyanet İşleri Başkanlığı, ülke genelinde yaşanan kuraklık soru sebebiyle cuma namazı sonrası bütün camilerde yağmur duası edilmesini duyurdu. Edinilen bilgiye göre, “Su: Hayat ve Şifa Kaynağımız” konulu hutbe, cuma vakti Türkiye genelindeki camilerde okunacak. Suyun bilinçli kullanılması ve israf edilmemesine ilişkin uyarıların yapılacağı hutbede, cuma namazının farzından sonra yağmur duası edilecek.
Yağmur duası nasıl edilir?
Yağmur duası; kuraklık dönemlerinde yağmur yağması için yapılan bir duadır ve istiskâ olarak bilinir. Yağmur duası yapılacağında, üç gün peş peşe cemaatle birlikte yerleşim yeri dışına çıkıp dua yapmak müstehaptır. Duadan önce fakirlere sadaka verilmesi, herkesin günahlarından tövbe ve istiğfar etmesi, küs olanların barışması uygun olur. Yağmur duasına giderken mütevazı ve boynu bükük bir durumda olmak, ihtiyarları ve çocukları, yavrularıyla birlikte hayvanları da götürmek müstehaptır (Zeylaî, Tebyîn, I, 231).
Yağmur duasında kıbleye dönülür, imam ayakta ellerini yukarıya kaldırarak dua eder; cemaat de oturduğu yerde ellerini kaldırarak “âmin” der (el-Fetâva’l-Hindiyye, I, 169).
Ebû Hanîfe’ye göre yağmur duasında kılınacak sünnet bir namaz yoktur. Ancak, cemaatin ayrı ayrı namaz kılması caizdir.
İmam Ebû Yûsuf ve İmam Muhammed’e göre ise, bayram namazı gibi iki rekât cemaatle namaz kılmak menduptur. Yağmur duasında, ezan okunmaz, kâmet getirilmez, zevâid tekbirleri alınmaz. Namazdan sonra hutbe okunur. Hutbe bitince imam insanlara arkasını döner, hep beraber kıbleye yönelerek dua ve istiğfar ederek yağmur talep ederler (Kâsânî, Bedâi‘, I, 282-284).
Şâfiî, Mâlikî ve Hanbelî mezheplerinde ise, yağmur duasında bayram namazı gibi zevâid tekbirleri getirilerek cemaatle kılınan iki rekâtlık bir namaz ve hutbe vardır (Nevevî, el-Mecmû’, V, 74; İbn Kudâme, el-Muğnî, III, 338-339; Cezîrî, el-Mezâhibü’l-erbe‘a, I, 325).
Diyanet 11 Aralık Cuma Hutbesi
Tarih: 11.12.2020
SU: HAYAT VE ŞİFA KAYNAĞIMIZ
Muhterem Müslümanlar!
Rabbimizin bizlere bahşettiği en kıymetli nimetlerden biri “su”dur. Kur’ân-ı Kerîm’in ifadesiyle, “canlı olan her varlık sudan yaratılmıştır” ve suya bağımlı bir ömür sürmektedir. Su, hayatımızın kaynağı, toprağımızın bereketidir. Bedenimize sıhhat ve temizlik, çevremize rahmet ve güzellik su ile gelir.
Değerli Müminler!
Aziz dinimiz İslam, suyu ölçülü kullanmayı ve israf etmemeyi emreder. Nitekim Resûl-i Ekrem (s.a.s), bir sahabinin abdest alırken fazla su kullandığını görünce, “Bu ne israf!” diyerek onu ikaz etmiştir. Sahabinin “Abdestte de israf olur mu?” sorusu üzerine “Evet, akan bir nehirde (abdest alıyor) olsan bile!” diye cevap vermiştir. Peygamberimizin bu uyarısı, suyun ibadet maksadıyla bile olsa asla israf edilmemesi gereken nadide bir nimet olduğunu bize hatırlatmaktadır.
Kıymetli Müslümanlar
Rabbimiz Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurur: “Biz gökten uygun bir ölçüde su indirir ve onu yeryüzünde tutarız. Kuşkusuz bizim onu tamamen gidermeye de gücümüz yeter.”
Hepimiz biliyoruz ki, su gibi bir hazineye paha biçilemez. Suyumuz toprağın derinliklerine çekilip gitse, onu bize Rabbimizden başka hiç kimse geri getiremez.
Bugün yeryüzünde bir damla berrak ve tatlı suyun hasretiyle yaşayan milyonlarca insan varken, bize düşen sonsuz şükretmektir: “Bizi yediren, suya kandıran, ihtiyaçlarımızı gideren ve bizi barındıran Allah’a hamdolsun!”
Şükrümüzün gereği olarak, nimetin kıymetini bilelim, suyu kullanırken bilinçli davranalım. İhtiyacımızdan fazla su tüketerek geleceğimizi tehlikeye atmayalım. Diğer canlıların da hakkını ihlal ederek vebale girmeyelim.
Değerli Kardeşlerim!
Bildiğiniz gibi, son zamanların en kurak yılını yaşadığımız bu günlerde ülkemizde suya ve yağmura ihtiyaç duyulmaktadır. Siz kıymetli cemaatimizi, Cuma namazının farzından sonra yapacağımız yağmur duasına katılmaya davet ediyorum.