17 yıl çeşitli okullarda görev yapan ve bu yıl evde eğitim programları kapsamında görevini sürdüren 40 yaşındaki evli ve 2 çocuk annesi sınıf öğretmeni Bilgen Sertkaya’nın örnek davranışı dikkat çekiyor. Doğuştan böbrek sendromu olan ve son 3 yıldır haftanın üç günü diyalize girmek zorunda kalan 9 yaşındaki 3’üncü sınıf öğrencisi Ali Aydın’a sadece iki gün evde eğitim verebilen Sertkaya, diyaliz merkezini eğitim yuvasına çevirdi. Haftanın 2 günü evde 3 günü de diyalizde küçük Ali’ye ders veren Sertkaya, diyaliz merkezinde tanıştığı Tunceli’den gelen 11 yaşındaki Elif Kucum’unda gönüllü öğretmeni oldu. Bilgen öğretmenin fedakarlığı sayesinde şimdi hem Ali hemde Elif derslerinde önemli bir ilerleme kaydederek okumayı, yazmayı tam olarak öğrendi. Diyaliz merkezinde Ali ve Elif’e eğitim veren Bilgen öğretmen, okuma yazması olmayan yaşlılara da kitap okuyup, sohbet ederek ayrı bir örnek davranış sergiliyor.
Diyalizde ortam müsait olunca ders çalışmaya başladık”
Ali ve Elif’e hemodiyalizde eğitim verdiğini ve olumlu sonuçlar elde ettiklerini belirten Öğretmen Bilgen Sertkaya, “Ali ile tanıştığımız zaman sadece iki gün eğitim verilebilir durumdaydı, üç gün diyalizdeydi. Ben de ailesine, diyalize gitmemde bir sakınca var mı diye danıştım. Ondan sonra diyalize geldiğimde ben Ali’ye masal okuyordum, baktım ki ortam müsait bu sefer ders çalışmaya başladık. Yapabildiğimiz derslerle daha da ilerledik” dedi.
Tunceli’den gelen Elif’in öğretmeni de oldu
Diyaliz merkezinde Ali’ye eğitim verirken, Tunceli’den gelen 11 yaşındaki Elif’in de aralarına katıldığını aktaran Sertkaya, “Elif’in öğretmeni yoktu. Tam olarak okula devam edemediği için eğitim öğretimde çok geride kalmıştı. Gönüllü olarak ona da ders vermeye başladım. Elif, harfleri biliyordu ama birleştiremiyordu. Ancak şuan okuma ve yazmaya geçti. Toplama ve çıkarma işlemlerini şimdi rahatlıkla yapabiliyor ve gayet iyi ilerlemeler yaptık. Bunların hepsini de diyaliz de başardık” ifadelerini kullandı.
“Bir sınıf, bir tahta gerekmiyor, mesleğinizi severek yapmanız yeterli”
Öğrencileri ile dersleri bittikten sonra hemodiyalizdeki yaşlılara kitap okuduğunu dile getiren Sertkaya, “Burası bizim okulumuz. Okulda derslerimizi tamamladıktan sonra yaşlılarımızla birlikte vakit geçiriyorum. Hemodiyaliz hastalarına kitap okuyorum. Onlarla da burada güzel dostluklar edindik. 17 yıllık öğretmenim, evde eğitimde ilk yılım ve bu benim için de çok büyük bir tecrübe oldu. Amacınız eğitim ve öğretim vermekse eğer illa bir sınıf, bir tahta gerekmiyor. Mesleğinizi severek yapmanız yeterli. Çünkü o zaman yok olanları değil var olanları görmeye başlıyorsunuz” diyerek sözlerini tamamladı.
Ali: “Beni, diyalizde hiç yalnız bırakmıyor”
Öğretmeni hakkındaki duygularını dile getiren Ali Aydın ise “3’üncü sınıfa gidiyorum. Diyaliz hastası olduğum için evde eğitim görüyorum. Öğretmenimi çok seviyorum. Böyle bir öğretmenim olduğu için çok şanslıyım. Beni, diyalizde hiç yalnız bırakmıyor”diye konuştu.
Elif: “Burası bizim okulumuz”
Çemişgezek’ten gelen 11 yaşındaki Elif Kucum ise “11 yaşındayım ve Çemişgezek’ten geliyorum. Burada hemodiyalize giriyorum. Burası bizim okulumuz. Tüm derslerimizi burada işliyoruz. Öğretmenimi çok seviyorum ve başka da öğretmen istemiyorum” şeklinde konuştu.
“Ali çok mutlu”
Bilgen Öğretmen’in, Ali’ye eğitimi sevdirdiğine dikkat çeken Anne Esma Aydın ise “Bir kız diğeri de erkek iki çocuğumuz var. Oğlumuz 9 yaşında ve doğuştan kronik böbrek sendromu var. Oğlumuz doğuştan sağlık sorunları yaşadığından Anaokuluna yollama şansımız da olmadı. 6 yaşında da hemodiyalize bağlandı ve okula gitme şansı yoktu. Devlet sağ olsun, evde eğitim diye bir imkan vermiş. Bilgen Öğretmen’in de oğlumuza haftada 5 gün evde eğitim vermesi gerekiyordu. Ancak haftanın 3 günü diyaliz olduğundan Ali erken kalkması geriyordu ve zorlanıyordu. Hocamız da sağ olsun o 3 günü diyalizde devam etmek istedi ve çok faydalı oldu. Ali, çok mutlu ve hocamızı çok seviyor. Eğitimi de iyi gidiyor”dedi.
Yaptıkları muhteşem bir şey”
Normalde diyalizde eğitimin çok verimli olacağını düşünmediklerini anımsatan anne Aydın,”Ancak gerçekten hocamız eğitimi sevdirdi. Hem arkadaşlık ediyor hem de inanılmaz bir verim de aldık. Bu fikir de kesinlikle hocamızdan çıktı. ‘Onu orada görmek istiyor ve ne yaşadığını bilmek istiyorum’ dedi. Sağ olsunlar, empatileri çok sağlam. Özellikle evde eğitime giden hocaların çok sağduyulu olmaları ve empatilerinin çok güçlü olmaları gerekiyor. Çünkü yaptıkları şeyler, sıradan bir şey değil bir o kadar da muhteşem bir şey” ifadelerini kullandı.
Rıdvan Yeşilırmak