Asala ve JCAG, Türkiye’ye karşı terör yoluyla savaşma amacını taşıyan iki Ermeni terör örgütü. Yıllardır birçok Türk diplomatın ve ailesinin ölümüne neden olan örgütler.
İlk Ermeni terör örgütü Asala, 1975’te kuruldu. İlk kez 20 Ocak 1975’te Dünya Kiliseler Konseyinin Beyrut bürosuna yaptığı bombalı saldırıyla adını duyurdu. Örgütün, aşırı sol eğilimli yapısı itibarıyla geleneksel Ermeni partilerinden Sosyal Demokrat Hınçak Partisine daha yakın olduğu biliniyor.
Diğer bir Ermeni terör örgütü JCAG ise 1975’te Beyrut’ta Taşnaklar tarafından kuruldu. Ancak JCAG’ın, Asala gibi Marksist-Leninist değil, Milliyetçi çizgiye sahip olduğu biliniyor.
Yabancı ortaklar yerine sadece Ermeni diasporasından destek aldığını iddia eden JCAG, sadece Türkiye ve Türklerin çıkarlarını hedef alırken, diğer ülkelerin çıkarlarına yapılacak saldırıların sözde “Ermeni davası”na zarar vereceği görüşünü savundu. Türkiye’nin Viyana Büyükelçisi Daniş Tunalıgil’in 22 Ekim 1975’te şehit edildiği saldırıyı Asala ile üstlenen JCAG, adını ilk kez bu vesileyle dünyaya duyurdu.
İki örgüt arasındaki ülkü farkı, Asala’nın geçmişte Ermenilerin çoğunlukta olduğu iddia edilen Türkiye’nin Doğu bölgelerini Sovyet Ermenistanı’na bağlama amacı taşımış olması, JCAG’ın ise bu topraklarda bağımsız bir Ermenistan kurulmasını hedeflemesinden kaynaklanıyor.
ABD’nin Santa Barbara kentinde 27 Ocak 1973’te Türkiye’nin Los Angeles Başkonsolosu Mehmet Baydar ile konsolos Bahadır Demir’in Ermeni asıllı Amerikalı Gurgen Mıgırdiç Yanıkyan tarafından şehit edilmeleri, Türk diplomatlara yönelik yapılan ilk saldırı oldu.
1970’ler ve sonrasında 58’i Türk vatandaşı olmak üzere 77 kişi hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı.
Türk diplomatlara yönelik eylemlerde 1985 sonrası azalma gözlense de saldırılar sürdü. Terör örgütlerinin saldırılarında diplomatların yanı sıra aileleri ve şoförleri de hedef alındı. Saldırıların büyük çoğunluğu, Asala ve JCAG tarafından düzenlendi.
Ermeni terörü, Asala’nın 15 Temmuz 1983’te Paris Orly Havalimanı’ndaki Türk Hava Yolları bürosu önüne yerleştirdiği bombanın patlaması sonucu ikisi Türk, dördü Fransız, biri Amerikalı ve biri İsveçli sekiz kişinin hayatını kaybetti. 28’i Türk 55 kişi yaralandı.
O tarihe kadar açık şekilde Asala terörüne müsamaha gösteren ülkeler, saldırılar kendi vatandaşlarına zarar vermeye başladığında durumun vahametini anladı ve bu terörün sona ermesi gereğini hissetti.
Orly saldırısı Asala için sonun başlangıcı oldu. Yabancı ülkelerden desteğini kaybeden örgüt, Türkiye’nin operasyonları ile bitirildi.
Ermeni soykırımı iddialarının savunucusu olan Ermenistan Yönetimi ve Ermeni Diasporası, bir yandan Ermeni terörünü unutturmaya çalışırken, diğer yandan da terör örgütleri ve teröristleri anmak ve yüceltmek amacıyla çeşitli faaliyetlerde bulunmaya devam ediyor.
Türkiye’nin Beyrut büyükelçiliğine bu yıl gönderilen tehdit mesajı ve 24 Nisan günü Türk bayrağının yakılması gibi hadiseler de Türkiye’ye yönelik saldırgan tutumun ulaştığı boyutu gösteriyor.
Öte yandan Azerbaycan ile Ermenistan arasında devam eden çatışmalarda Ermenistan devletinin PKK’lı teröristleri de kullandığı öne sürülüyor.
Türk şehit diplomatlar ve aile mensuplarının hatıraları yaşatılmaya devam ediyor. Her yıl 18 Mart Şehitler Günü münasebetiyle Ankara ve Türkiye’nin dış temsilciliklerinde düzenlenen törenlerle anılıyor, şehadet tarihlerinde de ilgili temsilciliklerde anma törenleri düzenleniyor.
Öte yandan, Türkiye’nin, henüz yakalanamayan faillerin bulunması ve şehit edilen kişilere ilişkin soruşturma dosyalarının yeniden açılması yönünde ilgili ülke makamları nezdinde girişimleri devam ediyor.
Bu kapsamda, yurt dışındaki ilgili temsilciliklerde şehitler için anı köşeleri oluşturuldu ve şehadet mekanlarında anıt/kitabe dikilmesi yönündeki çalışmalara hız verildi. Son olarak Ermeni terörizmi sonucu 9 Mart 1983’te Sırbistan’ın başkenti Belgrad’da şehit olan Büyükelçi Galip Balkar’ın anısına hazırlanan plaket, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Sırp mevkidaşının hazır bulunduğu törenle 8 Ekim’de şehadet mekanına yerleştirildi.