Sosyal medya yasasının 1 yılı

Sosyal medya yasasının 1 yılı

TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı, AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, “sosyal medya yasası”nın yürürlüğe girdiği ilk yılın sonunda, tüm sosyal medya sağlayıcılarının; Facebook, Twitter, Instagram, Youtube, Amazon ve diğer ağların, Türkiye’de temsilcilik açtıklarını belirterek, “Komisyonumuzun en çok üzerinde durduğu husus, yeni dönemde bu temsilciliklerin ete kemiğe bürünmesidir.” dedi.

Yayman, 1 Ekim 2020’de yürürlüğe giren “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un birinci yılı dolayısıyla AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Yasanın, sosyal medyayı bir çerçeveye ve standarda kavuşturduğunu dile getiren Yayman, yasanın, Türkiye’de dijital dönüşümün hukuksal altyapısını tamamladığını vurguladı.

TBMM’de bu düzenlemeye ilişkin görüşmelerde, muhalefetin, sosyal medya sağlayıcılarının, Türkiye’ye temsilcilik açmayacağı yönündeki eleştirilerine işaret eden Yayman, “Çok şükür Allah’a, muhalefetin söylediklerinin çok büyük karşılığının olmadığını geçen bir yılda gördük.” diye konuştu.

Hüseyin Yayman, yasanın, sosyal medya sağlayıcılarının Türkiye’de temsilcilik açması için hukuksal ve mali muhataplık sağladığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Birinci senenin sonunda tüm sosyal medya sağlayıcıları, en büyük kullanıcılar Facebook, Twitter, Instagram, Youtube, Amazon ve diğer ağlar, Türkiye’de temsilcilik açtılar. Bu temsilciliklerin bir fonksiyon yüklenmesi, burada kesinlikle hem fiziksel hem hukuksal olarak bulunmaları gerekiyor. Bunun için komisyonumuzun en çok üzerinde durduğu husus, yeni dönemde bu temsilciliklerin ete kemiğe bürünmesidir. Almanya, Fransa, İngiltere’de ve ABD’de olduğu gibi muhakkak bu sosyal ağların bir tüzel kişilik yanında fiziken de burada olmalarının, buradaki uyuşmazlıklarla ilgili bir muhataplık geliştirilmesi bağlamında önemli olduğunu düşünüyoruz.”

“Sosyal ağların yeniden düzenlenmesi noktasında talep var”

TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Yayman, bu mecraların, sadece Türkiye’de değil tüm dünyada, kadına şiddet, çocuk haklarının ihlali, aile yaşamının ve kişisel verilerin korunması bakımından yaşanan sorunlarda üzerine düşeni yapmada tereddüt ettiklerini vurgulayarak, “Bunu kabul etmek mümkün değil. Ülkeler, Almanya ve Fransa başta olmak üzere, peş peşe dijital ağları hukuksal ve yönetsel çerçeveye yerleştirmek, yükümlülüklerini yerine getirmelerini sağlamak için çok ciddi düzenlemeler yaptı, yapıyor.” ifadesini kullandı.

Yayman, salgın sürecinin dijital dönüşümü hızlandırdığına da işaret ederek, “WhatsApp’ın, Avrupa ülkelerinde yeni sözleşme önermezken, Türkiye’de ve başka ülkelerde yeni sözleşme dayatması, çifte standart olarak algılandı. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Cumhurbaşkanımızın da bu konuyla ilgili çok önemli açıklamaları var. Bu siyasetin üstünde bir konudur. Burada topyekun demokrasiyi güvence altına almak ve demokrasimizi korumak bağlamında iktidar-muhalefet gerilimine takılmadan, gazi Meclisimizin ruhuna uygun bir tavrın geliştirilmesi gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun sosyal medya paylaşımlarının engellenmesi ile ABD’de son seçim sürecindeki gelişmelerin, sosyal ağların daha fazla tartışılmasına yol açtığını dile getiren Yayman, “Türkiye’de de sokakta, toplumda sosyal ağların yeniden düzenlenmesi ve bir standarda kavuşturulması noktasında talep var. Önümüzdeki dönemde bunları daha çok değerlendireceğiz. Gerçek hayatta suç olan şeyin, sanal dünyada suç olarak algılanmaması insanlarda birtakım yanlışlara yol açıyor.” görüşünü paylaştı.

Hüseyin Yayman, yürürlükteki yasayla kişisel veri güvenliğine yönelik önemli adımların atıldığını anımsatarak, “Kanunla sosyal ağlar konusunda aydınlanma yaşandı, insanlarda farkındalık oluştu. Sosyal ağlar daha fazla konuşulmaya başlandı, önümüzdeki dönemde daha çok konuşulacak. Genel olarak bu kanun çok faydalı, yerinde oldu. Eksikleri muhakkak var çünkü süreç çok dinamik. İletişimin doğası gereği düzenlemelerin sürekli yenilenmesi gerekiyor.” diye konuştu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir