Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları;
Yapılan çalışmalar sonunda deniz tabanının altındaki kuyunun ilk 2 katmanında 320 milyar metreküplük doğalgaz bulunduğu müjdesini 21 Ağustos’ta vermiştik.
Test, analiz ve mühendislik sonuçta bulduğumuz rezerve 85 milyar metreküplük ilave bir keşif daha yapıldı bununla birlikte bulunan toplam rezerv 405 milyar metreküpe ulaştı.
Fatih Sondaj Gemisi arama faaliyetlerine Türk Ali – 1 kuyusunda devam edecek.
Hedefimiz 2023 yılında bu gazı milletimizin kullanımına sunmaktır, böylece Türkiye tarihindeki en büyük hidrokarbon kaynağına kavuşmuş olacaktır.
Karadeniz’deki Akdeniz’deki yeni sondajlardan alacağımız müjdelerle bu kaynağı genişleteceğiz.
Kanuni Sondaj Gemimiz Karadeniz’deki faaliyetleri için yola çıktı.
Devamının da geleceğine inandığım bu keşiflerle inşallah ülkemizin doğal gazda dışarıya bağlılığı önemli ölçüde azalacaktır.
Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon kaynaklarını paylaşım mücadelesinden Türkiye’yi dışlama çabalarına rıza göstermeyerek yeni bir dönemin kapısını açtık.
DENİZ ALTI ROBOTU ‘KAŞİF’
‘Kaşif’ adını verdiğimiz denizaltı robotu sayesinde yüzlerce metre derinlikte ihtiyaç duyulan elektriği ve video görüntülerini uzaktan kumanda ile elde edebileceğiz.
Deniz altı robotumuzun ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.
Kalkınma ve büyüme çabamızın en büyük kalemini oluşturan petrol ve doğalgazda dışarı ödediğimiz rakam azaldıkça bu hizmetlerimizi milletimize daha hesaplı şekilde sunabileceğiz.
Bu keşfin en az miktarı ve değeri kadar önemli kabul ettiğim bir husus da milletimize büyük bir moral vermiş olmasıdır.
Yıllarca gıpta ile baktığımız bu zenginliklere artık ülkemizin de sahip olabileceğini görmemiz, inşallah diğer alanlardaki mücadelelerimizin başarıya ulaşacağının da işareti.
AVRUPA BİRLİĞİ’NE TEPKİ
Ülkemizin ve Kıbrıs halkının haklarını hiçe sayan hiçbir oldubittiye izin vermemeye kararlıyız. Doğu Akdeniz’de barışı egemen kılmanın yolu, Türkiye’nin ve KKTC’nin haklarına saygılı olmaktan geçiyor, bunun dışındaki hiçbir zorbalığa ve oyunlara eyvallah etmeyeceğiz. AB’nin bu konuda Yunanistan ve Rum kesiminin adeta esiri haline gelmiş olması ne çok kendisine zarar veriyor. Irkçılık ve İslam düşmanlığı bataklığında çırpınan, İngiltere’nin ayrılmasıyla güç kaybeden AB bu yükü taşıyamaz. Biz her şeye rağmen Avrupa ile kadim geçmişe sahip ilişkilerimizi geliştirerek sürdürmekten yanayız. Burada cevap bekleyen tek soru AB’nin bunu isteyip istemediğidir. Salgının da etkisiyle bir yeniden yapılan sürecinden geçildiği kritik dönemde bunun cevabını AB’den verebilecek başka bir mercii yoktur.
Biz kendi işimize bakıyoruz, Karadeniz’de ve Akdeniz’de aramalarımıza devam edeceğiz. Ekonomimizi üretim, ihracat istihdam odaklı olarak büyütmeyi sürdüreceğiz. Gözünü ve kalbini ülkemize yöneltmiş tüm mazlumlara el uzatmayı sürdüreceğiz. Milletimize hak ettiği tüm hizmetleri getirmeyi sürdüreceğiz, bu uğurda gerekirse canımızı ortaya koymak dahil hiçbir fedakarlıktan vazgeçmeyeceğiz.
2023 hedeflerimize ulaşarak bizden sonraki nesillere 2053 vizyonunu hayata geçirebilecekleri büyük ve güçlü bir Türkiye bırakana kadar durmayacak duraksamayacağız.