İstanbul’un Fatih ilçesinde 15 yıldır yaşadıkları evde ölü bulunan Cüneyt (48), Oya (54), Yaşar (56) ve Kamuran Yetişkin (60) kardeşlerin içtikleri siyanürden öldükleri açıklanırken, cenazelerin ise nereye defnedileceği henüz netlik kazanmadı. Yetişkin kardeşlerin, babalarının üçüncü karısından olan Mersin’deki 2 kız kardeşi de hala cenazeleri almak için İstanbul’a gitmedi.
“Hiçbir şekilde yüzlerini görmedik”
Yetişkin kardeşlerin Mersin’de yaşayan kardeşlerinden 2 çocuk annesi Sebile İnan (24), İHA muhabirine yaptığı açıklamada, kardeşlerinin öldüğünü salı günü akşam saatlerinde bir yakınından öğrendiğini söyledi. Ölen Yetişkin kardeşlerin, 3 evlilik yapan babaları Mehmet Reşit Yetişkin’in ilk evliliğinden olan çocukları olduğunu belirten Sebile İnan, “Babamın ikinci eşi de ölünce annemle evlenmiş. Bizim önceleri İstanbul’daki çocuklardan haberimiz yoktu. Babam sürekli İstanbul’a gidip geliyordu. Biz hiçbir şekilde onların yüzünü görmedik, sadece babamın gidip geldiğini hatırlıyorum. Babam 2008 yılında vefat etti, onun cenazesinde bile onları görmedik, gelmediler çünkü. 2017 yılında Nebile ablam, Kamuran abla ile sosyal medya üzerinden iletişime geçmiş. Hiçbir şekilde bizimle görüşmek istemediklerini, bizden onlara kardeş, onlardan da bizlere abi-abla olmayacağını söylemişler. Hiçbir şekilde görüşmek istememişler” dedi.
“Cenazeleri alacak imkanımız yok”
Kendisinin de kirada oturduğunu ve maddi durumunun çok kötü olduğunu anlatan Sebile İnan, “Eşim de çalışmıyor, ev temizliğine giderek çalışıyoruz. Cenazeleri İstanbul’dan alıp gelecek gücümüz yok. Ablamların da durumu iyi değil. Amcamın yapması gerekiyordu, onlar da yapmamışlar. Elimizden hiçbir şey gelmiyor. Şu ana kadar ailemizden cenazeleri almaya giden kimse yok. Duyduğum andan bu yana çok üzülüyorum, ama elimden gelen hiçbir şey yok. Biz onların durumlarının iyi olduğunu sanıyorduk. En azından annelerinin olduğu mezara gömülmesi için mücadele ediyoruz, ama izine rastlayamadık” diye konuştu.
Ablasını sadece fotoğraftan tanıyor
Ablası Kamuran Yetişkin’e ait şarkı söylerken çekilmiş fotoğraf göstererek, “Onu sadece bu fotoğrafla tanıyorum” diyen Sebile İnan, “Elimizdeki tek fotoğrafı bu, başka da hiçbir belge ve fotoğrafları yok. Babamın hiçbir şekilde onların terk ettiğine inanmıyorum. Herkes bir şey söylüyor, ama kimse olayın ne olduğunu bilmiyor. Asla söylenenleri kabul etmiyorum. Bizim elimizde olsaydı, kesinlikle kimsesizler mezarlığına gömülmesine razı değiliz, imkanımız olsa kesinlikle buraya getiririz. Duyduğum günden bu yana üzüntüden uyuyamıyorum. Kimse bizi anlayamaz, herkes konuşabilir ama kimse neyin ne olduğunu bilmiyor” ifadelerini kullandı.
Kardeşlerden Nebile Atış ise İHA muhabirine telefonda yaptığı açıklamada, İstanbul’daki kardeşlerinin varlığını çok küçükken öğrendiğini belirterek, “Babam 1980’li yıllarda İstanbul’daki eşinden ayrılarak Mersin’e geliyor. Çocuklarını da Mersin’e getirmek istiyor, ancak çocuklar anneleri ile kalmak istiyor. Sonra babam ikinci evliğini yapıyor, o eşi de ölünce 1993 yılında annemle evleniyor. Biz 3 kardeşiz. Babamın biz küçükken sürekli İstanbul’a gittiğini hatırlıyorum” şeklinde konuştu.
“Babamın cenazesine bile gelmediler”
Babasının 2008 yılında vefat ettiğini, ancak kardeşlerinin cenazeye dahi gelmediklerini belirten Nebile Atış, “Ben 2 yıl önce kendim merak edip, Kamuran ablamı sosyal medyadan bularak mesaj attım. Kendisi beni tersledi, konuşmak istemedi. Ben yine tanışmak istedim, baktım olacak gibi değil, zaten bir süre sonra beni engellediler. Onun dışında bir daha onlarla iletişime geçemedik. Sanırım psikolojik sorunları vardı. Öyle tahmin ediyorum, çünkü hepsi bir evde yaşıyorlardı. Duyduğumda şok oldum. Her zaman bir umutla bekliyordum, görüşebileceğimizi düşünüyordum. Ama düşündüğüm gibi olmadı ne yazık ki” dedi.
Cenazeleri almak için herhangi bir girişimleri olmadığını da söyleyen Nebile Atış, “Bir amcam ve onun çocukları var. Amcamın kendisi de yatalak. Biz onlarla da uzun süredir görüşmüyoruz. Amcam da cenazeleri almak için her hangi bir girişimde bulunmamış. ‘Zamanında, biz yanlarına gittik. Ama onlar babalarını ve bizi hiçbir zaman saylamadılar, şimdi de biz onları istemiyoruz’ demiş.
Elbette biz de cenazelerinin buraya getirilmesini ve bir mezar taşı olmasını istiyoruz. Ama bu konuda amcamın ve onun çocuklarının adım atmasını bekliyoruz. Yani büyüklerimizin cenazelerin alınması konusunda adım atmasını bekliyoruz” dedi.
Hüseyin Kar