İstanbul’da Cumhuriyet Bayramı törenleri sırasında sansasyonel eylem hazırlığında oldukları iddia edilen DEAŞ üyesi 11 şüpheli, farklı tarihlerde düzenlenen operasyonlarda gözaltına alınmıştı. Emniyetteki işlemleri tamamlanan şüpheliler sabah saatlerinde Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edildi. Burada savcılıkça sorgulanan şüphelilerden 8’i tutuklanma talebiyle nöbetçi hakimliğe sevk edildi. Savcılık 3 şüphelinin ise serbest bırakılmasına karar verdi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Savcısı tarafından hazırlanan sevk yazısında, şüphelilerin DEAŞ terör örgütü adına İstanbul’da faaliyet yürüttükleri belirtilerek, 29 Ekim’de yapılan Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını çalıntı araç ile temin edecekleri silahla kana bulayacakları anlatıldı. Sevk yazısında, elde edilen istihbari bilgi sonucunda yapılan çalışmalarda şüpheli H.K.’nın 29 Ekim’in hemen öncesinde şüpheli B.Ç.’den silah temin ettiğinin anlaşılması üzerine operasyona başlandığı belirtildi. Şüpheliler E.S., B.Ç., H.K. ve R.K.’nın 28 Ekim’i 29 Ekim’e bağlayan gece gözaltına alındıkları, İ.G., G.B., F.G., T.G.’nin ise 2 Kasım’da gözaltına alındıkları belirtilen yazıda, şüphelilerden elde edilen dijital materyallerde DEAŞ terör örgütüne ait videolar, ses kayıtları, sözde DEAŞ, IŞİD bayrağı resimleri gibi çok sayıda veri tespit edildiği anlatıldı. Ayrıca İstanbul Valiliği yakınlarındaki İstanbul Defterdarlığı otoparkına park edilmiş ikiz plakalı çalıntı aracın tespit edildiği ve şüpheli T.G.’nin dijitallerinde araç GPS devre dışı bırakma konusunda bilgi içeren ekran görüntüsünün bulunduğu kaydedildi.
Para transferi tespit edildi
Sevk yazısında, şüpheli R.K. ile ilgili TEM Daire Başkanlığınca hazırlanan MASAK raporuna da yer verildi. Raporda, şüpheli R.K.’nın örgüte üye olma suçundan hakkında soruşturma veya dava yürütülen çok sayıda şahısla para transferi ilişkisi olduğunun, şüphelinin geliri ile orantısız şekilde yaklaşık 1.2 milyon TL mevduatı ne yaptığının anlaşılamadığı, şüphelinin bu parayı ülke içerisinde örgüt faaliyetlerinde kullanılmak üzere koordine ettiğinin değerlendirildiği belirtildi. Sevk yazısında şu ifadelere yer verildi:
“DEAŞ terör örgütünün sözde lideri Ebu Bekir el-Badadi’nin öldürüldüğü haberlerinin akabinde örgütün sözde Türkiye vilayeti olarak addettiği Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden intikam almak amacıyla eylem yapmak istediği” belirtildi.
İrem Demir