İstanbul Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada hazır bulunan tutuklu sanık Özge Ö.(22), son savunmasında olayı bilerek ve isteyerek gerçekleştirmediğini, olay tarihinde kendine olmadığını, şu anda da psikolojisinin bozuk olduğunu söyledi.
O dönem ailesiyle sorunları olduğunu ve hamile olduğunu ailesine söyleyemediğini belirten sanık Özge Ö, “Beni reddederler diye korktum. 17 yaşındaydım. Hiçbir şeyi sağlıklı düşünemiyordum. Ailem görmesin diye bebeği dolaba koydum. Tepki gösterirler, farklı şeyler olur diye korktum. Durumu hastanede açıkladım ama her şey için çok geç olmuştu. Her şey anlık gelişti, hiçbir şeyin farkına varmadım. Çok pişmanım. Tahliyemi ve beraatimi istiyorum.” diye konuştu.
Sanığın avukatı, müvekkilinin hastaneye kaldırıldığında, kendi iradesiyle bebeği olduğunu ve dolaba kaldırdığını açıkladığını savundu.
Dava konusu olayda olası kast olmadığını, bilinçli taksirin düşünülmesi gerektiğini vurgulayan sanık avukatı, “Müvekkil olayı bilerek isteyerek gerçekleştirmemiştir. Olay tarihinde durumun vehametinde olacak yaşta değildir. Annelik bilincinin o yaştaki bir kızda oluşması beklenemez. Prematüre doğmuş bir bebeği sıcak tutması gerektiğini de bilemez. Tahliyesini ve beraatini istiyoruz.” ifadelerini kullandı.
Mahkeme heyeti sanığı “çocuk olan alt soya karşı kasten öldürme” suçundan önce ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum etti.
Sanığın eylemini olası kastla gerçekleştirdiği ve samimi beyanlarda bulunarak pişmanlığını dile getirmiş olması nedenleriyle cezayı 25 yıla indiren heyet, ayrıca sanığın tutukluluk halinin devamını kararlaştırdı.
Üye hakimlerden biri, heyetin kararına muhalefet şerhi koyarak, sanığın olası kastla hareket etmeyip, öldürme eylemini doğrudan kastla işlediğinden müebbet hapse çarptırılması yönünde görüş bildirdi.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Özge Ö.’nün gayrimeşru ilişkiden hamile kaldığı ve 2 Nisan 2018’de Sultangazi’deki evinde doğum yaptığı, bebeği ise dolabının içine koyduğu anlatılmıştı.
Sanığın kanaması olması üzerine, ailesi tarafından hastaneye götürüldüğü ve yapılan muayenesinde doğum yapmış olduğunun tespit edilmesi üzerine, bebeğinin nerede olduğunun sorgulandığı kaydedilen iddianamede, verdiği ifade üzerine 112 ve emniyet görevlilerinin sanığın evine gittiği bildirilmişti.
İddianamede, eve giden görevlilerin, elbise dolabı rafında göbek kordonu bağlanmamış 36-37 haftalık ölü bir erkek bebek bulduğu ifade edilmişti.
Bebek üzerinde yapılan incelemelerde, canlı doğduğu tespit edilen bebeğin ölümünün “göbek kordonunun bağlanmamasına bağlı kanama, çıplak olarak bırakılmasına bağlı hipotermi ve sanığın uyuşturucu madde alması nedeniyle, maddenin göbek kordonu ile bebeğe geçmesine bağlı” meydana gelmiş olabileceği anlatılan iddianamede, sanığın “çocuk olan alt soya karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırılması istenmişti.