Bakan Pakdemirli o anları şu sözlerle anlattı:
“Çok büyük bir afet, her yer toz duman. Kendimi bir anda enkazın üzerinde buldum. O sırada Kızılay’dan görevli bir kızımız görevini çok iyi şekilde yapmaya çalışıyordu. İçeride üzerine ağırlık düşmüş, kıpırdayamayan bir kızımız var. O psikolojideki bir insan moral verici bir şeylere ihtiyacı var. Tarım ve Orman Bakanı olarak telefonu ben elime aldım. “Sadece senden sakin olmanı istiyorum, sadece bana tarif et” dedim. Binayı bilen bir arkadaşla birlikte nerede olabileceğini tahmin ettik. Hemen anladık ki giriş katında bir yerde Buse. Aşağı indik. Aldığımız bilgileri görevlilere tarif ettikten sonra arama çalışmaları hemen başladı. 3-4 saat sonra ancak ulaşabildik Buse’ye. Her 15 dakikada bir 3 dakika konuştuk. Buse’ye ulaştık. Cep telefonunun pili bitti, annesinin cep telefonuna ulaştı. Başlangıçta “Hiçbir yeri göremiyorum” diyen kızımız annesinin telefonuna ulaştı. AFAD ekiplerimizin, arama kurtarma ekiplerimizin büyük gayretleriyle kızımıza ulaşıldı. İkinci hayatını yaşıyor. Bugün de konuştum Buse’yle. Hastanede de ziyaret ettim. Hala travmayı atlatabilmiş değil tam olarak. Ama kendisine ikinci bir hayat bahşedildiğinin farkında, bunun da değerini biliyor. Annesini kaybettiği için bir yandan çok üzgün, bir yandan da kendisini uzun ve sağlıklı bir ömür bekliyor. Yakında da nikahları olacak. Beni de nikah şahidi olarak görmek istediklerini söylediler. Ben de iki elim darda da olsa nikah şahitleri olmak istiyorum.”