KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye’deki programı kapsamında Kütahya gezisi sonrası Konya’ya geldi. İlk olarak Akşehir ilçesini ziyaret eden Tatar, daha sonra il merkezinde basınla bir araya geldi.
KIBRIS’TA TÜRLÜK MÜCADELESİ VARDIR
KKTC’nin tarihini anlatan Tatar, “450 yıldır Kıbrıs, orada var olmak için mücadele veriyor. Kıbrıs’ta bir egemenlik savaşı vardır. Kıbrıs’ta bir Türklük mücadelesi vardır. Çünkü orada oynanan oyun bu federasyon meselesidir. Bizlerin Türkiye ile olan bağlarını kopartmaktır. Onun için federasyon. Federasyon da çoğunluğun, azınlığı yönettiği bir sistem. Özellikle bildiğiniz gibi 2004 yılında referanduma gidiliyor. Eş zamanlı iki tarafta. Kıbrıslı Türkler gerçekten büyük bedel ödeme uğruna bir fedakarlık yapıyor ve ‘Evet’ diyor ve Kıbrıslı Rumlar yüzde 75 ‘Hayır’ diyor. Ne oluyor ? Avrupa Birliği kendine göre bir takım meselelerini çözmek için Yunanistan’ın diğer üye olacak ülkelere veto hakkını kullanmaması için Kıbrıs’ı da tek taraflı üye yapıyor.” dedi.
TÜRKİYE’YE ‘KIBRIS’TAN ÇEKİL’ DENİLECEK
Kıbrıs Federasyon Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla Türkiye’ye Kıbrıs’tan çekilmesinin planlandığını belirten Tatar, şunları söyledi:
”Hala daha ısrarla federasyon temelli anlaşmayla Kıbrıs Federal Cumhuriyeti kurulacak. Kıbrıs kuzeyiyle, güneyiyle birleştirilecek. Bu tamamen Avrupa Birliği hükümeti ve Türkiye tamamıyla dışlanacak. Türkiye, AB üyesi olmadığı için yavaş yavaş ‘sen Kıbrıs’tan çekil’ denilecek. Hem varlığıyla, hem askeriyle Türkiye, Kıbrıs’tan çekilecek. Kıbrıslı Türkler, o yapı içerisinde yalnızlıkla 1974 öncesine götürülecek. 1974 öncesi en azından Türkiye’nin garantörlüğü vardı. Türkiye’nin garantörlüğü olmadan Kıbrıslı Türkler, Avrupa Birliği’ne girecek. Türkiye’de tamamen dışında kalacak. Var mı böyle bir dünya.”
‘KIBRIS HALKININ REFAHI İÇİN TÜRKİYE İLE BAĞININ DAHA DA GÜÇLENMESİ GEREKİR’
Tatar, Kıbrıs Türk halkının varlığı ve refahı için Türkiye ile olan bağının daha da güçlenmesi gerektiğini belirtti. Tatar, ”Kıbrıs Türk halkının varlığını, bekasını, gücünü, geleceğini tamamıyla güvenli bir şekilde sürdürmesi için Türkiye ile bırakınız kopartılmasını daha da güçlenmesini, çünkü artık yakınlaşan dünyada, bizlerin de Türkiye ile daha daha yakınlaşmamız, iç içe olmamız gerekir. Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti’nin, Türkiye’nin başarılarından destek bulmamız, çünkü Türkiye ana kıta. Türkiye bugün 85 milyon. Yarın ya da 5 sene 10 sene sonra 100 milyon. Böyle bir dev ülkenin yanındaki küçücük bir ada da bir Kıbrıs Türk halkının var olabilmesi ancak ana kıtadaki gücü, ana kıtadaki büyük işleri, başarıları Türkiye’nin her yerine gidip görüyoruz. Yollarını, yatırımlarını, her türlü teknolojiyle buradaki başarıları görüyoruz. Dolayısıyla küçücük bir adada bu başıraların yansıması elbette Kıbrıs Türk halkına refah, mutluluk ve daha güvenli gelecek sunabilecek, verebilecektir. Nitekim şu anda da bu olmaktadır.” diye konuştu.
‘ZORLAMA BİR EVLİLİK KABUL EDİLEMEZ’
Kıbrıs’ta iki halkın birleştirilmesini ‘zorlama evliliğe’ benzeten Tatar, “Kıbrıs’ta federal temele ortaklıktan ziyade, egemen eşitliğe dayalı yanyana yaşayan iki devletin işbirliğine ancak bir anlaşmanın olacağını hep birlikte vurgulamaya çalıştık. Çünkü esas itibariyle Kıbrıs’ta iki halk vardır. Bu iki halk; biri Türk, biri Rum. Biz Müslüman, onlar Hıristiyan. Kültürlerimiz, geçmişlerimiz farklı. Biz yürekten ve gönülden Anadolu’ya bağlıyız. Onlar Yunanistan’a bağlı. Dolayısıyla iki farklı halkın, bir arada bu saatten sonra 60 yıl bir ayrılıktan sonra; farklı devletleri olan, farklı anlayışları olan bizleri ortak bir noktada hiçbir bağı olmadan, bizim Rumlarla bağımız yok. Ben tanımıyorum. Onlarda beni tanımıyor. İşte arada birileri gidip geliyor, Kıbrıs’ı tekrar birleştirmek için Kıbrıs’ta tekrar iki halkı bir çatı altında buluşturmak için zorlama, bütün dünyaya söyleyeyim, zorlama bir evlilik, dayatma bir çözüm asla kabul görmez. Zorlama bir çözüm, zorlama bir evlilik Türkiye’nin Türk Silahlı Kuvvetlerinin aradan çekilmesi, hep buradan söylemeye çalışıyorum, bugün Kıbrıs’ta bir barış varsa, 1974’ten bu yana Kıbrıs’ta kimsenin burnu kanamadıysa, hiç kimse ölmediyse orada Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bulunmasına bağlıdır. Sayın Ecevit’in o dönem dediği gibi ‘Biz Kıbrıs’a barışı götürmeye gidiyoruz’ diyerek Kıbrıs Barış Harekatıyla o barış hem Türklere gelmiştir, hem Rumlara gelmiştir. 1974’ten öncesi hep çatışma vardı. Hep kan dökülüyordu. Terör vardı, çeteler vardı. Her türlü fenalık vardı. İstikrar yoktu. İstikrarın olmadığı yerde gelişme de olmaz. İşte Türk askeri aradaki bağ olarak barış gelmiştir, o günden beri barış ve istikrar dolayısıyla evet Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de gelişmiştir. Rum tarafı daha fazla gelişmiştir. Çünkü adamlar bütün dünyanın kabul gördüğü noktada, aynı zamanda Avrupa Birliği üyesidir. Çünkü Kıbrıslı Türkler mazlum. Kıbrıslı Türkler, Müslüman. Kıbrıslı Türkler devletin dışına çıkmıştır, neyle silah yoluyla. Çünkü Kıbrıslı Türkler soykırım, vahşet ve aradan temizleme siyasetini, o zaman yürüten Makarios, Grivas onların tabiî ki destekçileri, başta bazı batılı ülkeler işi bu raddeye kadar getirmiştir.” dedi.
KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, ” Ama biz direndik ve ortaya Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak ortaya bir başarı çıkmıştır. Tabi zaman zaman Türkiye’nin başı ağrımıştır. Biz bunu biliyoruz ve onun için Türkiye’ye hep vefa borçluyuz. Çünkü Türkiye gerçekten büyük bir devlet. Bu büyük devletin farklı öncelikleri olabilir ama Kıbrıslı Türkleri hiç yalnız bırakmamıştır. Türkiye, Kıbrıs’ta yaptığı harekattan dolayı ambargo yemiştik. Çok daha fazla ekonomik sıkıntılarda yaşamıştık. Ama hamdolsun ki Kıbrıslı Türkleri her zaman yanında bulmuştur. Çünkü Kıbrıs’ı milli bir dava olarak kabul etmiş. Bu milli davanın selamete uğramasından ve Atatürk’ümüzün de dediği ‘sadece 40 mil uzaklıkta, düşman eline geçerse bütün Anadolu’nun ikmal yolları kapanır.’ Dolayısıyla o siyaseti hazmetmiş, benimsemiş ve ona Kıbrıs’a her zaman sahip çıkmış bir Türkiye Cumhuriyeti, biz Kıbrıs’ta o anlayışla, tamamıyla uyum içinde çalışmanın şu anda ben büyük huzuru içerisindeyiz.” diye konuştu.
KIBRIS’TAN YUNANİSTAN’A BAKAN TAYİN EDİLMESİNİN ANLAMI YOK
Tatar, Yunanistan’da kurulan bir bakanlığa Kıbrıs Rum kesiminden atama yapılmasıyla ilgili de ”Kıbrıs’tan bir Rum’un Yunanistan’a bakan tayin edilmesinin hiçbir anlamı yoktur.” dedi.