Zirvenin kapanış oturumunda konuşan Karaismailoğlu, Tersane İstanbul projesine ilişkin bilgiler vererek, “Tersane İstanbul önümüzdeki yılsonu itibarıyla etap etap hizmete girecek. Bittiği zaman müzeleri, tiyatro ve sinema salonları, sosyal alanlarıyla burası İstanbul’a, Beyoğlu’na, Kasımpaşa’ya çok kıymet verecek değerli bir alan.” diye konuştu. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Tersane İstanbul’un gelecek yılsonu itibarıyla etap etap hizmete gireceğini söyledi. Oturumun ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
“ZİRVE, TÜRKİYE’NİN DENİZCİLİK VİZYONUNA DEĞER KATACAK”
Tersane İstanbul’un bulunduğu bölgeyi bakanlık olarak Türkiye’nin sosyal yaşantısına kazandırdıklarını dile getiren Karaismailoğlu, “Ülkemize değer katacak vizyon projeleri gelip burada tartışmak bizim için de çok önemli. Zirve, Türkiye’nin denizcilik vizyonuna değer katacak. Fikirleri, görüşleri hepsini aldık, kaydettik. Onlar bize bir ödev, ders olarak önümüzde duracak. Önümüzdeki projelerimize mutlaka katkısı olacak. Tabi bunlarla bitmiyor. Ekim ayının başında 7. Ulaştırma Şurasını yapıyoruz. Orada ulaşımın tüm metotlarını uluslararası bir şurada tartışıp konuşacağız. Oraya da çok sıkı bir şekilde hazırlanıyoruzö ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE’NİN DÜNYA DENİZ TİCARETİNDE SÖZ SAHİBİ OLMASI GEREKİYOR”
Bakan Karaismailoğlu, Türkiye’nin ulaşımın tüm türlerine yönelik ciddi çalışmalar yaptığını ve projeler hayata geçirdiğini belirterek, 19 yıldır ulaşımda mega projelerin hayata geçirildiğini söyledi. İlk etapta karayolu yatırımlarına çok büyük ağırlık verildiğini, eksikliklerin tamamlandığını dile getiren Karaismailoğlu, sonrasında havalimanları yatırımları sayesinde hava yolunun halkın yolu olduğunu vurguladı. Karaismailoğlu, şu anda dünyadaki denizyoluyla taşınan yük miktarının 12 milyar ton olduğunu kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunun 1,7 milyar tonu Karadeniz’de dolaşıyor. Ama 2030’da bunun iki katına çıkması, dünyada 25 milyar tona, Karadeniz’de ve Karadeniz havzasında 3,5 milyar tona çıkması bekleniyor. Burada bugün bile şu an yaşadığımız çok ciddi sıkıntılar var. 2030’a hazırlıklı olmamız gerekiyor. Karadeniz’deki 3,5 milyar tonluk ticaret hareketine mutlaka İstanbul’dan yön vermemiz gerekiyor. 25 milyar tona ulaşacak dünya ticaret hareketliliğinde Türkiye’nin ve İstanbul’un söz sahibi olması gerekiyor. Onun için ciddi projelerle hazırlıklı olmamız gerekiyor.”
“SAZLIDERE’DEN KAYBOLACAK SUYUN ÇOK DAHA FAZLASINI İSTANBUL’A KAZANDIRACAĞIZ”
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Karaismailoğlu, Kanal İstanbul’un 45 kilometre uzunluğa sahip olacağını belirterek, “Şu anda yüzde 78’i doğal bir kanal. Diğer kalan yüzde 22’lik kısımda da ciddi bir toprak hareketi olacak. Su kaynaklarıyla ilgili yaklaşık 30 sektörde 200’den fazla bilim adamıyla çalışmalar, fizibiliteler ve etütler yapıldı. Bu çalışmalar ve raporlar sonucunda biz bunları konuşuyoruz. Bu güzergah o çalışmalar sonunda tespit edildi. İşin uzmanları, bilim adamları çalıştı” diye konuştu.
“BİLİM ADAMLARI BUNUN DEPREME HİÇBİR ETKİSİ OLMAYACAĞINA DAİR NOKTAYI KOYDU”
Yapacakları üç yeni barajla Sazlıdere’den kaybedecekleri su rezervinin çok daha fazlasını İstanbul’a kazandıracaklarını vurgulayan Karaismailoğlu, herhangi bir su eksikliği yaşanmayacağını anlattı. Karaismailoğlu, Kanal İstanbul’un depremi tetikleyeceğine ilişkin iddiaların hatırlatılması üzerine, şu cevabı verdi:
“Kanalın derinliği 20,75 metre. Hemen yakınımızda Vezneciler metro istasyonu var 60 metre derinlikte. Bağcılar’da da metro istasyonu var o da yaklaşık 60 metre derinlikte. O zaman metrolar da yapılmasaydı. Yani binlerce metre aşağıdaki bir hareket ile Kanal İstanbul arasında bağlantı kurulması iştigal. Zaten işin uzmanları, bilim adamları bunun depreme hiçbir etkisi olmayacağına dair noktayı koydu dedi. Karaismailoğlu, Kanal İstanbul’un, savunma alanında ve Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne ilişkin bir sıkıntı oluşturmayacağını söyledi.
“KANAL İSTANBUL’UN 12 YILDA KENDİSİNİ FİNANSE EDECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ”
Karaismailoğlu, Kanal İstanbul’un finansmanına ve bu projeyle hangi ülkelerin ilgilendiğine ilişkin soru üzerine, “Buradaki 15 milyar dolar söylediğimiz finansın genel bütçeye yük olmamak için aslında buradaki alternatif gelir getirici işlerin de planlamasını bir taraftan yapıyoruz. Burada önemli ölçüde gemi geçişlerinden ciddi bir gelir sağlanacak. Başlıca ana gelir kalemi bu olacak zaten. Bunun dışında buradaki özellikle Karadeniz kıyısında çok önemli liman yatırımları olacak. Kanal İstanbul yatırımından sonra çok ciddi bir şekilde yine buradaki bir liman imalatçısı olacak. Yine buna alternatif Karadeniz’de yapacağımız limanlarda da ciddi bir gelir kaynakları gelecek. Yine Kanal İstanbul rezerv alanı içerisinde yapacağımız gelir getireceği işler, yat limanları. Kendi ekosistemini üretecek bir Kanal İstanbul üretmeye çalışıyoruz. Buradaki gelir getirici işlerle birlikte hem kendi yapım finansmanını karşılayacak hem de daha sonra ülkemize gelir getirici çok önemli bir yatırım olacak. Dünya üzerindeki böyle büyük projede büyük bütün altyapı firmaları olmak istiyor. Onlar da bizlerle gelip proje hakkında bilgi alıp yine finans çalışmalarını ve yapım çalışmalarına hazırlanıyorlar. Süveyş Kanalını ve diğer kanalları yapan dünyanın en büyük altyapı firmalarıyla görüşmelerimiz devam ediyor” şeklinde konuştu.