Türkiye’de koronavirüsün görülmesiyle birlikte hastanelerde kurulan Covid-19 yoğun bakım servislerindeki sağlık çalışanları, gece gündüz özveriyle çalışıyor. Sağlıkçılar canlarını hiçe sayarak hastaları sağlıklarına kavuşturmak için mücadele ediyor. Yoğun bakımda aileleri yanlarında olamayan hastaların yeme, içme gibi tüm ihtiyaçlarını da sağlık çalışanları karşılıyor. Sağlık çalışanları, hastaları yaşama döndürebilmek için savaş verirken bir yandan da aralarında duygusal diyaloglar yaşanıyor. Kimi zaman hastalar son isteklerini sağlık çalışanlarına iletirken, kimi zaman da kendilerini kurtarmaları için yardım istiyor, ailelerine veda notları yazıyor.
YENDİĞİ COVİD-19’LA MÜCADELEYİ ANLATTI
Samsun’daki pandemi hastanelerinden Canik ilçesinde özel bir hastanede Covid-19 yoğun bakım hemşiresi olarak görev yapan Neslihan Sarıcaoğlu da, özveriyle çalışıp, salgınla savaşan sağlık çalışanlarından biri. Yakalandığı koronavirüsü, 1 haftalık tedavisi sonrası atlatıp, sağlığına kavuşan Sarıcaoğlu, görevinin başına döndü. Aynı serviste çalışmayı sürdüren Sarıcaoğlu, koronavirüsle mücadelede hastalarıyla yaşadığı duygusal anları anlattı. Neslihan hemşire, hastaların tedavi süreçlerinin çok zorlu geçtiğini, yaşadıklarının kendilerini de çok etkilediğini söyledi.
‘BENİM GÖZÜMDE BEBEK GİBİLER’
Covid-19 hastalarıyla yakın temasıyla kendisinin de bu hastalığa yakalandığını belirten Sarıcaoğlu, “Bende başlangıçta boğaz ağrısı olmaya başladı. Maskeden kaynaklı olduğunu düşünüyordum, ancak hekimlerimizle görüşüp tahlilleri yaptırınca koronavirüse yakalandığımı öğrendim. Daha sonra bir hafta kadar evde tedavi olduktan sonra atlatıp tekrar görevime döndüm. Bizim için burası çok zorlu bir süreç ancak hastalar için çok daha zor bir süreç. Onlar benim gözümde bebek gibiler. Şu an bize çok fazla muhtaçlar. Cihaza bağlı olsalar dahi solunum sıkıntıları devam ediyor hastalarımızın” dedi.
‘BENİ BIRAKMA, KORKUYORUM’ YAZDI
Yoğun bakım servisinde çok fazla duygusal anlar yaşadıklarını ifade eden Sarıcaoğlu, “Ağladığım zamanlar bile oldu. Biz burada hastalar ile duygusal bağ kurmuş oluyoruz. Cihaza bağlı oldukları için aslında uyanıklar, ama konuşamıyorlar. Ellerimize ‘Beni bırakma’ yazmaya çalışıyorlar harf harf. Bizler de bu hastalarımızın hayatlarını kaybettiğini gördüğümüzde ciddi anlamda duygusal anlar yaşıyoruz. Genç bayan bir hastamızdı ‘Beni bırakma’ yazan. Solunum sıkıntısı ile gelmişti bize. Daha sonra entübe edilmek zorunda kaldı. Bizim elimizi tutup uyumak isterdi. ‘Yanımda durun, elimi tutun’ diyerek uyumak isterdi. Elime parmağıyla harf harf ‘Beni bırakma, korkuyorum’ gibi şeyler yazıyordu. Bu hastamız hayatını kaybettiğinde biz de çok ciddi anlamda duygusal çöküntü yaşatmıştı” diye konuştu.
‘AİLELERİNE VEDA NOTLARI YAZANLAR OLUYOR’
Hastaların kâğıtlara veda notları yazdıklarını dile getiren Sarıcaoğlu, “Yazılan notlarda genelde ‘Nefes alamıyorum’ yazanlar oluyordu. Ailesini çok fazla özlediğini ifade edenler oluyordu. ‘Buradan çıkabilecek miyim’ diye yazanlar oluyordu. Genç hastalarımız da var bu süreçte. Yazı yazabilenler ciddi anlamda duygusal notlar yazıyorlar. Ailelerine veda eder tarzda yazı yazanlar oluyor. Bu anlar bizi çok duygulandırıyordu. Lütfen herkes maskesini taksın. Bize bu süreçte herkesin yardım etmesi gerekiyor” ifadelerinde bulundu.