“Futbolda şike kumpası” davasında dosyası ayrılan 5 sanık hakkında karar

“Futbolda şike kumpası” davasında dosyası ayrılan 5 sanık hakkında karar

İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan duruşmaya, tutuksuz sanık olan avukatlar Nazif Aktaş ile Orhan Erdemli katıldı. Sanıklardan eski emniyet müdürü Ali Fuat Yılmazer, gazeteci Mehmet Baransu ve avukat Ali Çelik’e ise bulundukları cezaevlerinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlanıldı.

Duruşmada esasa ilişkin mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, sanıklar Aktaş ve Erdemli’nin “FETÖ silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan cezalandırılmasını talep ederken, diğer 3 sanık hakkındaki davanın reddini istedi.

Mütalaaya karşı savunma yapan sanık Orhan Erdemli, hiçbir tanığın verdiği ifadelerde kendisi hakkında, bir örgüt toplantısında, derneğinde veya himmet faaliyetinde bulunduğuna dair bir şey söylemediğini belirterek, “Ben hiçbir zaman onlardan biri gibi görünmedim.” dedi.

Avukatlık mesleğine 1990 yılında başladığını ve 1994 yılına kadar icra işlerine baktığını anlatan Erdemli, 1994 yılında Ali Çelik’in, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in avukatlığını yapması için kendisini tavsiye ettiğini öğrendiğini söyledi.

Erdemli, bu durumdan başta rahatsız olduğunu ve düşünmek için biraz süre istediğini anlatarak, “Birilerine danıştım, sonra ekmek parası için kabul ettim. Bu olay 2012 yılında krize dönüştü. Örgütün o dönemki adıyla cemaatin bağımsız bir avukatlık yapılanması başlamış. Bu yapılanmadaki kişiler, ‘Niye hocamızın avukatlığını o yapıyor’ diye rahatsız olmuşlar. Amerika’ya gidip Fetullah Gülen’in vekaletini almışlar. Beni şikayet etmişler, şu duruşmalara girmemiş, şunları kabul etmemiş diye hakkımda dosya hazırlayıp vermişler. Sonra da bana artık dava açmamamı söylediler. Bana alçakça iftiralar attılar. Kendim hangi davaları takip ettiysem bir dosya hazırladım Mustafa Özcan’a götürdüm. Özcan bana ‘Bizde nefsi müdafaa olmaz. Bunu hocaya gönderemeyiz’ dedi.” diye konuştu.

Ramazan Aykış’ın bir dönem iş insanı Aydın Doğan’ın avukatlığını yaptığını, Doğan’ın vekaletini kendisi alınca Aykış’ın husumet beslediğini, bu nedenle Aykış’ın kendisi hakkındaki ifadelerini kabul etmediğini dile getiren Erdemli, şike operasyonunda gözaltına alınan Sivasspor Başkanı Mecnun Otyakmaz’dan avukatlık ücreti olarak 33 bin ve 30 bin lira para aldığını söyledi.

Örgütün 1994’te kendilerinden olmayanlarla da çalıştığını ancak 2010’lara gelindiğinde örgütün militanlaşmaya başladığını, kendilerinden olmayanları içlerinden attığını kaydeden Erdemli, “Bizim onlarla sadece avukatlık ilişkimiz vardı. 2013 yılı Aralık ayına kadar onlarla çalıştım. Avukatlıklarını yaparken üzerimizde baskı vardı. ‘Ona niye dava açmıyorsunuz? Buna da açın. Niye 5 bin liralık tazminat davası açıyorsunuz, 500 binlik açın’ diyorlardı. Hukuku silah olarak kullanıyorlardı. Bizden rahatsızlardı. Ben burada hep samimi beyanlarda bulundum. Fetullah Gülen’i ziyaret ettiğimi inkar edebilirdim, kız kardeşim orada. Onun yanına gittiğimi söyleyebilirdim, ama doğruları söyledim.” ifadelerini kullandı.

Sanık Erdemli’nin ardından sanık Nazif Aktaş’ın savunmasına geçildi. 

Aktaş, 30 yıllık avukat olduğunu ve 2011 yılında Pensilvanya’ya ziyarete gittiğini belirterek, “Ben turistik ziyaret için gittim” diyerek hakkındaki suçlamaları reddetti.

SEGBİS’ten savunma yapan sanık Ali Çelik ise tanık ifadelerine değinerek, “Tanıklar, ‘Ali Çelik şunu yapmış diye duydum, böyleymiş diye duydum.’ diyorlar. ‘Duydum’ demekle oluyor mu bu iş. Hakkımdaki bu dava mükerrerdir.  54 aydır tutukluyum. Ben bunu hak edecek ne yaptım?” şeklinde konuştu.

Diğer sanıklar Mehmet Baransu ve  Ali Fuat Yılmazer ise mütalaaya katıldıklarını ve haklarındaki davanın reddine karar verilmesini istedi.

Son sözleri sorulan sanıklar beraatlerini isterken, sanık Orhan Erdemli son sözlerinde, “Yeşil pasaportum var, yurt dışına çıkış yasağım yok. Buna rağmen ben kaçmadım. FETÖ mensubu olmadığımı anlatmak, bu fırsatı kaçırmamak için gitmedim. Suçsuzluğumu anlatmak için buradayım. Bunun için tutuklu yargılanmayı bile göze aldım. Şike operasyonu rezil bir operasyondur. Sonrasında o operasyonu yapan polislerin avukatlığını yapmamamız da örgüte karşı durumumuzu göstermiştir. Çok pişmanım keşke bunların bir kuruş ekmeğini yemeseydim. Ben hep mesleki sınırlarımı çizdim. Beraatimi istiyorum.” dedi.

Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti, sanık Nazif Aktaş hakkında “FETÖ silahı terör örgütüne yardım etme” suçundan 3 yıl 9 ay, aynı suçtan ​​​​​​​Orhan Erdemli hakkında “FETÖ silahlı terör örgütüne yardım etme” suçundan 6 yıl hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme heyeti, sanık Erdemli’nin örgüt üyesi olmayıp yardım eden konumda bulunmasını dikkate alarak cezayı 3 yıla düşürdü.

Sanık Erdemli’nin yakalandıktan sonra soruşturma aşamasında örgütün yapısı hakkında işlenen suçlarla ilgili bilgi vermiş olması ve sanığın duruşmalardaki tutum ve davranışlarını dikkate alarak, cezayı 1 yıl 10 ay 15 güne indiren heyet, sanık Erdemli’ye verilen cezanın hükümünün açıklamasının geri bırakılmasına karar verdi.

Heyet, diğer sanıklar Ali Fuat Yılmazer, Mehmet Baransu ve Ali Çelik hakkında “FETÖ silahlı terör örgütüne üye olmak” suçu bakımından mükerrer olan iş bu davanın reddini kararlaştırdı.

Davanın geçmişi

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) “futbolda şike” soruşturmasında kumpas kurduğu gerekçesiyle, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca 107 sanık hakkında dava açılmıştı.

Mahkeme heyeti, 3 Temmuz’da görülen duruşmada, sanıklar Mehmet Baransu, Ali Çelik, Ali Fuat Yılmazer, Nazif Aktaş ve Orhan Erdemli hakkındaki suçlamanın yalnızca “silahlı terör örgütü üyeliği” olması sebebiyle bu sanıklar hakkındaki dosyanın da yargılamanın sürüncemede kalmaması için ayrılmasına karar vermişti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir