Savcı Kiraz’ın babası: ‘Kimsenin yaptığı yanına kalmasın’

Savcı Kiraz’ın babası: ‘Kimsenin yaptığı yanına kalmasın’

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi (istinaf), İstanbul Adliyesi’nde görev yapan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın 31 Mart 2015’te makam odasında terör örgütü DHKP/C üyelerince rehin alınarak şehit edilmesine ilişkin davada, ilk derece mahkemesince sanıklara verilen hapis cezalarını hukuka uygun buldu.

İstinaf’ın cezaları onamasının ardından Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın babası Hakkı Kiraz, torunlarını görmek için geldiği Afyonkarahisar’da İHA’ya konuştu. Verilen cezadan dolayı bir insan olarak mutlu olmadıklarını ifade eden Kiraz, bir insanın ceza almasından haz duyamayacağını belirterek “Dava sadece Türk Milletinin gözü önünde değil internet aracılığıyla tüm dünyaya yayınladılar. Ve bütün dünyanın gözü önünde cereyan etti.Düşünün Brezilya Başbakanı bile baş sağlığı dileğinde bulundu. Yani çok vahim bir olay. Dünya tarihinde böyle bir olay olmamış. Yani iki tane terörist gidecek görevinin başında görevini yapan bir savcıyı makamında rehin alacak ve 8.5 saat rehin tutacaklar, ondan sonra akıbet böyle olacak. Böyle bir olay vuku bulmamış dünyada. Ama böyle bir olay başımıza geldi. Biz ne dedik kader dedik. Başka ne yapabiliriz ki? Ama bu insanlar neden bunu yaptılar? Elbette ki kendilerine verilen ceza, bunlara yardım ve yataklık yapan kişilere verilen ceza beni bir insan olarak hiçbir zaman mutlu etmez. Ben mutlu olamam. Bir insanın ceza almasından haz da duymam, mutlu da olmam. Fakat bunu da takdir ediniz ki bir çocuk kolay kolay yetişmiyor. Bir savcı da kolay kolay yetişmiyor. Bir polis te kolay kolay yetişmiyor. Bir subay kolay kolay yetişmiyor. Albay oluyor, binbaşı oluyor, general oluyor ve bu terör belası denen melanet bir bakıyorsun, onu geliyor görevi başında yakalıyor. Tabi bu bütün Türk Milletini üzer. Vicdan sahibi, izan sahibi herkesi üzer böyle bir olay. Bizi üzdüler. Tabi ki bu olay hoş bir olay değildir. Yani bizim yüreğimiz yandı, ailemiz dağıldı, yuvamız dağıldı. Kendilerine verilen cezadan dolayı ben rahat etmiyorum, hazda etmiyorum. Ancak adaletin tecellisi de çok güzel bir şeydir. Allah’a çok şükür ki Türkiye’de de adalette vardır, hukukta vardır. Hiç olmazsa yaptıkları yanlarına kar kalmıyor. Elbette ki verilen cezanın onanması, adaletin tecellisi beni memnun etmiştir. Lakin kendilerinin şahısi olarak ceza alması beni mutlu etmez. Keşke bu suçu işlemeselerdi, keşke yapmasalar ve bizde bu mevzuyu bugün burada konuşmasak” dedi.

“Kimsenin yaptığının yanına kar kalmadı”

Cezanın onanmasıyla kimsenin yaptığının yanına kar kalmadığını belirten Baba Kiraz, “Ama düşünün bunlar cezaevinde. Yarın eşleri yanlarına gider, çocukları yanlarına gider, dünya halidir, bizim hayatımızda, tarihimizde kaç keredir böyle bir olaylarla rast geliyoruz? Bir bakıyorsunuz af çıkıyor, 5 sene 10 sene yatıp çıkıyor, çocukları görüyor ve umutları var. Ama biz ne yapıyoruz biliyor musunuz; benim bir tek oğlum vardı. Bu oğlanı da biz yemedik, içmedik, giymedik, sadece yedirdik, giydirdik, içirdik el bebek gül bebek büyüttük. Okuttuk, elimizden geldiği kadar gözümüzden sakındık. Çok beğendiğim, çok sevdiğim ve gurur duyduğum bir mesleği de rica ettim dedim ‘ne olursun mümkünse sende hukukçu ol’ dedim. Ve Allah nasip etti oldu. Gittiği her yerde başarıyla görevini yaptı. Adaleti dağıttı, adaleti tecelli etti ve buraya geldi. Siz ne istiyordunuz? Derdiniz neydi? Gittiniz bu olayı orada işlediniz. Tabi bu sadece giden gitmiyor. O gitti. Biliyorum ki inşallah o şehittir. O sadece ve sadece dünyasını değiştirdi. O şu an kendisi bizim inancımıza göre ölü olduğunu bilmiyor. Sadece bir mevki den bir mevki ye intikal etmiş, kendisini canlı hissediyor. Ancak yemiyor içmiyor bizim gibi, bizi de duymuyor, görüyor ama bizimle konuşamıyor. O tamam. Fakat ondan sonra bize ne oldu biliyor musunuz? Benle eşim her Cuma günü ya sabah namazında yada Öğlen Cuma Namazında biz Eyüp Camiinde oluruz. Eyüp Camiine gideriz namazımızı kılarız, oradan da mezarlığa gideriz. Bizim 2 saatimiz her Cuma mezarlıkta geçer. Ve bizim en mutlu olduğumuz, en rahat, en haz aldığımız yer mezarlıkta olduğumuz zamanımızdır. Şimdi bir tarafımız burada(Afyonkarahisar’da). Benim torunlar burada (Afyonkarahisar’da). Ben onları görmek için her ay buraya geliyorum. Bizim aile dağıldı, yuvamız dağıldı, hayatımız kaydı ama Allah’ çok şükür. Biz bir kere kadere iman etmişiz. Ben diyorum eğer oğlumun suçundan dolayı bu olay olsaydı beni çok üzerdi. Fakat inanıyorum inşallah görevinden dolayı değil, görevini savsakladığından dolayı de, sadece ve sadece bunların gayesi bizim üzerimizden devlete vurmaktı, devleti yıkmaktı. Eğer bu devlete vurmaksa, bu devleti yıkmaksa e bizde bu aziz vatan toprağında yaşıyorsak, suyunu içip, havasını teneffüs ediyorsak e bu nezih milletin bir ferdiysek vallahi zaten bizim için ölüm mukaddestir, bizim için şehit olmak mukadderdir. Biz şehit olacağız tabi ki bu vatan uğruna. Hani hepimiz deriz ya bu vatana canım feda. İşte bu vatana canımız feda fakat onların da yaptıkları yanlarına kar kalmasın. İyi ki bu millette vardır, iyi bu devlette vardır, iyi ki hakimler de vardır, iyi ki cezada vermişler, iyi ki onanmış. Yani kimsenin yaptığı yanına kar kalmasın, bizim ne günahımız var?” diye konuştu.

“Eğer yapılacak pazarlık sonucu benim oğlum kurtulacaksa yapmayın, kurtulmasın dedim”

Olay günü teröristlerle pazarlık yapılmasını istemediğini belirten Kiraz, “Bir tane oğlum vardır, okutmuşum savcı yapmışım, görev yapıyor, Çağlayan Adliyesi’nde görev yapıyor ve 2 tane terörist hiç uğruna gidiyor makam odasında tutuyorlar, 8.5 saat rehin alıyorlar. Size şunu söyleyeyim, Allah’ta şahittir ki tabi benle eşim evde oturuyoruz, çocuklar da yanımızda. Tam otururken benim kız torun ‘dede babamla ilgili çok kötü bir haber var televizyonda müdahale et’ diyor. Tabi o manzaralar o işte eli kolu bilmem ne ağzı hala daha internette var bunlar. Maalesef kaldırılamıyor da. Ama olsun ne olacak sanki onları öyle gösterince biz pes mi edeceğiz. Biz kadere iman etmişiz. Ve neticede 8.5 saat dediler işte pazarlık yapıyorlar şöyle olacak, böyle olacak falan. En bütün mukaddesatımın üzerine yemin ederim ki pazarlık yapıyorlar dedikleri zaman damarlarım kabardı. Ya bi tane oğlum var oda 2 tane teröristin elinde. Ben ne dedim biliyor musunuz: ‘devlet teröristlerle pazarlık yapamaz. Eğer yapılacak pazarlık sonucu benim oğlum kurtulacaksa yapmayın, kurtulmasın’ dedim. ‘Ben hani o şekilde yaşamaktansa mertçe ölmeyi, bu vatan uğruna şehit olmayı tercih ederim’ dedim. Nasıl teröristlerle pazarlık yapacak devlet? Ona bile razı olmadım. Ama onlarında gayesi pazarlık ta yapmak değilmiş zaten. E ne için gittiniz ne yaptınız, ne hallettiniz. Ama bizim ki inşallah cennete, onlar da layık oldukları yere giderler. Ama her gün her gün aynı acıyı yaşıyoruz. Biz hiçbir zaman 31 Mart’ta 1 Nisan’ geçmemişiz ruhen. Biz hep 31 Mart günü 2015’teyiz. Ne hakkınız vardı bunu yapmaya? Demek ki bizimle alakanız yoktu. Sizin bu devletle alıp veremediğiniz vardı. Eğer bu devletle alıp veremediğiniz varsa, bizde bu devletin bir ferdiysek başımız, gözümüz üzerine, hiç vallahi eyvallahımız yok. Bir tane değil, bin tane evladım olsa bu vatan uğruna bin tanesi de feda olsun.”

Hayati Kanat

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir