Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Terör örgütleri arkalarında devasa desteğe rağmen ülkemizde başarılı olamıyorsa bu milletimizin dirayetli ve kararlı duruşu sayesindedir. Türkiye’den başka her kim Suriye meselesinde derdinin insan hakları, masumların canı, Suriye halkının geleceği olduğunu söylüyorsa, açık söylüyorum; yalan söylüyor. Türkiye kendi milli güvenliği ve tarihi sorumlulukları söz konusu olduğunda hiç kimseye bakmadan, hiç kimseden icazet almadan kendi kararlarıyla ve imkanıyla istediğini yapabileceğini göstermiştir” dedi.
Kabul töreni ilk kez Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi Sergi Salonu’nda yapılırken törene; Barış Pınarı Harekatına katılan kahraman askerler de davet edildi. Denizli’deki bahçesinden topladığı elmaları Barış Pınarı Harekatı’na destek olmak için Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesine getirerek güvenlik güçlerine teslim eden Muhammet Yılmaz, Hakkari’nin Yüksekova ilçesine bağlı Suüstü köyünde tepeye diktiği direkte Türk bayrağını dalgalandıran 82 yaşındaki Seyit Tahir Öztepe ve Diyarbakır HDP binası önünde dağa kaçırılan oğlu için nöbet tutan Hacire Akar da davetliler arasında yer aldı.
5 bin kişinin davet edildiği kabul töreninde Barış Pınarı Harekatına katılan kahraman askerler Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi Sergi Salonu girişinde karşılandı.
“Türkiye kendi milli güvenliği ve tarihi sorumlulukları söz konusu olduğunda hiç hiç kimseye bakmadan, hiç kimseden icazet almadan kendi kararlarıyla ve imkanıyla istediğini yapabileceğini göstermiştir”
Yurtiçi ve yurt dışında yaşayan tüm vatandaşların Cumhuriyet Bayramını tebrik ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan,” Bugünde ülkesini ve milletinin geleceği ezanı bayrağı kutsalları söz konusunda olduğunda gözünün kırpmadan şehadete yürümeye hazır 82 milyon vatandaşımız var. Milletimiz Bu konudaki kararlılığını 15 Temmuz başta olmak üzere istikbaline ve istiklaline el uzatılan her durumda göstermiştir. Terör örgütleri arkalarında devasa desteğe rağmen ülkemizde başarılı olamıyorsa bu milletimizin dirayetli ve kararlı duruşu sayesindedir. Son yıllarda Suriye’de Yürüttüğümüz Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve son olarak Barış Pınarı Harekatları bu mücadelenin bir parçasıdır. Türkiye kendi milli güvenliği ve tarihi sorumlulukları söz konusu olduğunda hiç kimseye bakmadan, hiç kimseden icazet almadan kendi kararlarıyla ve imkanıyla istediğini yapabileceğini göstermiştir. Rabbime şahsıma böyle bir milletin evladı olma şerefini bahsettiği için ne kadar hamd etsem azdır” dedi.
“Türkiye’den başka her kim Suriye meselesinde derdinin insan hakları, masumların canı, Suriye halkının geleceği olduğunu söylüyorsa, açık söylüyorum; yalan söylüyor”
Batı dünyasının terör örgütlerine karşı olan ikiyüzlü tutumunu eleştiren Erdoğan, “Ülkemizin terörle mücadele sürecinin bir başka önemli sonucunun batı başta olmak üzere terör örgütlerine karşı sergilenen ikiyüzlü tavrı da tüm açıklığı ifşa etmiş olmasıdır. Barış Pınarı Harekatı için bizi arayan Batılı liderlerin neredeyse hiçbiri terör örgütü tarafından alçakça şehit edilen 20 insanımız yaralanan 184 kardeşimizle ilgili üzüntü beyanında bulunmamıştır. Yurt dışı temsilciliklerimize yapılan önemli bir kısmı şiddet içeren 700’e yakın saldırının önlenmesi konusunda bir gayret göstermediler. Tam tersine teröristler bu ülkelerin emniyet güçlerinin koruması altında eylemlerini gerçekleştirdi. Bizi arayanlar, teröristleri korumak, kurtarmak için nefes tükettiler. Türkiye’den başka her kim Suriye meselesinde derdinin insan hakları, masumların canı, Suriye halkının geleceği olduğunu söylüyorsa, açık söylüyorum; yalan söylüyor” dedi.
“Bir damla petrolü bir damla kandan değerli gören ilkel anlayış tüm çıplaklığıyla karşımızda durmaktadır”
“Bizden başka Suriye ile ilgilenen herkesin öncelikli amacının petrol kaynaklarını kontrol etmek olduğu son iki haftalık süreçte ortaya çıkmıştır” diyen Erdoğan, “Bir damla petrolü bir damla kandan değerli gören ilkel anlayış, tüm çıplaklığıyla karşımızda durmaktadır. Özellikle Suriye ile ilgili hesabı olan güçlerin mücadele alanı pazarlık malzemesi haline dönüşmüştür. Suriye’ye bakıldığında sadece insan gören, sadece can gören, sadece kardeş gören tek ülke Türkiye’dir. Biz insan olmanın Müslüman olmanın, Türk olmanın gereği olarak bu onurlu duruşumuzu sürdüreceğiz. Gerekirse bedel ödeyeceğiz ama asla çocuklarımızı mahcup edecek, onların yüzünü kızartacak evlatlarından utandıracak yanlışa düşmeyeceğiz Sömürü zulüm olmayan, adaleti devlet ve toplum hayatının merkezine yerleştiren bir miras bırakmıştır. Bizim milletimiz kadar büyük soykırıma uğramış adaletsizlik yaşamış başka millet yoktur. Biz buna rağmen medeniyetimizin ve tarihimizin emrettiği sınırların dışına hiçbir zaman çıkmadık çıkmıyoruz. Rahmetli Aliya İzzetbegoviç’in ‘Biz savaşı öldüğümüz gün değil, düşmanlarımıza benzediğimiz gün kaybederiz ‘ sözü duruşumuzun en yalın ifadesidir” diye konuştu.
“Bizim felsefemizin özünde insani yaşat ki devlet yaşasın anlayışı vardır”
Türkiye’nin Suriye politikasının hiçbir zaman farklı amaçlar içermeyeceğini belirten Erdoğan, “Biz asla onlar gibi olmayacağız. Kendimiz gibi davranmaya devam edeceğiz. Biz bu sayede 2200 yıldır kesintisiz bir devlet olmayı başardık. Bu sayede 1400 yıldır insanlığı aydınlatan İslam medeniyetinin en güçlü temsilcisi olmayı başardık. Bu sayede bin yıldır yaşadığımız coğrafyamızda sürekli daha derine inen kökler salmayı başardık. Petrolümüz, doğalgazımız kayda değer başka doğal kaynağımız, sömürgemiz yakın tarihe kadar yeterli alt yapımız olmadığı halde başımız dik yaşamayı başardık bu topraklarda. Çünkü biz rol yapmıyoruz, PR yapmıyor, illüzyon yapmıyoruz. Bizim felsefemizin özünde insani yaşat ki devlet yaşasın anlayışı vardır. Bugüne kadar hep önce insan dedik öyle demeye devam edeceğiz. Rabbim hak adalet vicdan adalet yolundan ayırmasın. Türkiye’nin gücü; bekası söz konusu olduğunda birlik beraberlik kardeşlik içinde hareket edebilme kabiliyetinden geliyor. Doğrudan ülkemize saldırmakla hedeflerine ulaşamayanlar asıl gücümüzü milletimizin birlik beraberliğini hedef alıyor” ifadelerini kullandı.
Mutabakatlar çerçevesinde görüşmelerin devam ettiğini belirten Erdoğan, “Bu görüşmelerle birlikte en kısa zamanda neticeye varmayı hedefliyoruz. Bizim tek hedefimiz var. Terör örgütlerini buradan temizlemek için oradayız. Bu terör örgütleri bizi taciz ediyor, rahatsız ediyor. Onlar bizi rahatsız ettiği için oradayız. Bu terör örgütlerinden onları kurtarmak için oradayız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Aldığımız bilgiler tahtında şuanda Rusya, terör örgütlerinin buradan tamamıyla çıkarıldığı bilgisini yetkili mercilerimize vermiş bulunuyor. Görüşmelerimiz yarın yine aynı şekilde devam edecek” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın ev sahipliğinde 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kabul töreni düzenledi. Kabul töreni ilk kez Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi Sergi Salonu’nda yapılırken, törene Barış Pınarı Harekatı’na katılan kahraman askerler de davet edildi. Denizli’deki bahçesinden topladığı elmaları Barış Pınarı Harekatı’na destek olmak için Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesine getirerek güvenlik güçlerine teslim eden Muhammet Yılmaz, Hakkari’nin Yüksekova ilçesine bağlı Suüstü köyünde tepeye diktiği direkte Türk bayrağını dalgalandıran 82 yaşındaki Seyit Tahir Öztepe ve Diyarbakır HDP binası önünde dağa kaçırılan oğlu için nöbet tutan Hacire Akar da davetliler arasında yer aldı.
Beş bin kişinin davet edildiği kabul töreninde Barış Pınarı Harekatı’na katılan kahraman askerler Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi Sergi Salonu girişinde karşılandı. Kabul töreninde bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin gücünün, bekası söz konusu olduğunda diğer tüm farklılıklarını aşarak birlik, beraberlik ve kardeşlik içinde hareket edebilme kabiliyetinden geldiğini söyledi. Erdoğan, doğrudan ülkemize saldırmakla hedeflerine ulaşamayanların her fırsatta birlik ve beraberliği hedef aldıklarına dikkat çekerek, “Barış Pınarı Harekatı bir kez daha göstermiştir ki milletimizin içine fitne sokarak, ülkemizi zafiyete uğratma çabaları beyhudedir. Milletimiz o engin irfanıyla bağımsızlığına ve geleceğine yönelik her türlü tehdit karşısında tek yumruk olmayı sürdürmektedir. Malazgirt’ten İstiklal Harbi’ne uzanan ve günümüze kadar gelen kadim tarihi yürüyüşümüzde bu gerçek hiçbir zaman değişmedi. Biz de her fırsatta ne diyoruz; tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Her dönemde olduğu gibi günümüzde de kimi gafletten kimi bilinçli bir şekilde kendi ülkesinin ve milletinin karşısında yer alanlar vardır. Bunların hem sayıları çok azdır hem de milletimizde ciddiye alınacak bir karşılığı yoktur. Öyleyse bir olmaya, iri olmaya, diri olmaya ve kardeş olmaya, hep birlikte Türkiye olmaya devam ettikçe Allah’ın izniyle bizi hiçbir engel, hiçbir güç durduramaz” ifadelerini kullandı.
Cumhuriyetimizin 100. yıldönümü olan 2023 yılı için çok önemli hedefler belirlediklerinin altını çizen Erdoğan, “Son 6 yılda üst üste yaşadığımız sıkıntılar 2023 hedeflerimizin bazılarının gerçekleşme süreçlerini biraz ötelemiş olabilir. Ama ne zaman olursa olsun 2023 hedeflerimizin her birine ulaşmakta kararlıyız. Hem kendi vatandaşlarımız hem de gözünü ve kalbini bize yöneltmiş tüm kardeşlerimiz için buna mecburuz. Bu ülke dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmayı hak ediyor, güvenli ve müreffeh bir ülkede yaşamaya layıktır. Bu kadim devlet maziden atiye uzanan köprüyü güçlü bir şekilde muhafaza etmekte kararlıdır. Ülkemizi 2023 hedeflerine ulaştırmakla aynı zamanda yeni nesillere 2053 ve 2071 vizyonlarını hayata geçirebilme imkanı da sağlamış olacağız. İnşallah cumhuriyetimizi daha nice yıllara çok daha güçlü, çok daha müreffeh bir şekilde hep beraber taşıyacağız. Buradan bölgemizdeki ve dünyadaki tüm devletlere çağrıda bulunmak istiyorum: Gelin Türkiye’nin bu kutlu yürüyüşünde yanında yer alın. Tarih boyunca bu millete birlikte hareket edip pişman olan zarar gören kimse yoktur. Buna karşılık yine tarih boyunca bu ülkeye ve bu millete düşmanlık edip iflah eden de yoktur. Biz güvenliğimizi de refahımızı da sevgimizi de dostlarımızla paylaşmaktan memnuniyet duyarız. Gittiğimiz her yere kavga değil sevgi götürmenin gayreti içindeyiz. Bunun içinde gittiğimiz her yerde gözümüz toprağın altındaki veya üstündeki zenginliklere değil sadece insanların gönüllerine yöneliyor. Bu anlayışla dünyanın dört bir yanında edindiğimiz 100 milyonlarca dostumuz bizim en büyük zenginliğimizdir. Allah dostlarımızın ve onların samimi dualarının eksikliğini göstermesin” diye konuştu.
Cumhuriyetimizin 10’uncu, 50’nci, 75’inci yıl dönümlerinin hep coşkuyla kutlandığını, 100. yıl dönümünün ise bambaşka bir öneme sahip olduğunu kaydeden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu yıl 19 Mayıs ile birlikte İstiklal Harbimizin başlangıcının 100’üncü sene-i devriyesinin kutlamalarına başladık. Önümüzdeki yıl 23 Nisan’da Büyük Millet Meclisinin açılışının 100. yıl dönümüne ulaşacağız. Bu silsilenin zirvesini ise 29 Ekim 2023 tarihi oluşturuyor. Son yıllarda pek çok büyük eserimizin açılış tarihlerini 29 Ekim’e denk getirerek bu kutlamalara yeni bir boyut kattık. Ülkemizin en önemli yatırımlarından biri olan Marmaray’ın açılışını 2013 yılında bir 29 Ekim günü gerçekleştirmiştik. İstanbul’da eski Atatürk Kültür Merkezi binasının yerinde ülkemizin en modern ve büyük kültür merkezlerinden birini inşa ediyoruz. Yani İstanbul’un değil tüm Türkiye’nin en büyük opera binasını İstanbul Taksim Meydanı’nda gerçekleştireceğiz. Atatürk Kültür Merkezi’nin açılışı için cumhuriyetimize armağan olmak üzere bir Mimar Sinan operası şu anda hazırlattırıyoruz. Böylece Türkiye’nin kendi tarihinin ve topraklarının hikayesini kendi sanatçıları eliyle anlatabileceğini tüm dünyaya göstermiş olacağız. Bu duygularla özellikle bir kez daha cumhuriyetimizin kuruluşunun 96. yıl dönümünü şimdi burada altını çizerek tebrik ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı sevincini karada, havada, denizde, sınır içinde ve sınır dışında görev yapan güvenlik güçleri ile paylaşmak üzere 4 ayrı yerle canlı bağlantı yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk olarak Doğu Akdeniz’de görev yapan Gökçeada Gemisi’ne bağlandı. Gemi Komutanı Deniz Yarbay Engin Ağamış, Gökçeada Firkateyni olarak mavi vatandaki hak ve menfaatlerimizin korunması maksadıyla Doğu Akdeniz’de diğer su üstü gemiler, denizaltılar ve insansız hava araçları ile Akdeniz Kalkanı Harekatı’nı icra ettiklerini belirterek, “Hali hazırda Gökçeada Firkateyni olarak Kıbrıs Adası güneybatısında sondaj faaliyetleri icra eden Yavuz Sondaj Gemimize refakat ediyor ve yakın koruma sağlıyoruz. Görevlerimizi yerine getirirken tüm denizlerimizde şanlı Türk sancağımızı dalgalandırmanın gururunu yaşıyoruz. 462 bin kilometrekarelik mavi vatanımızın tüm karışını büyük bir kararlılıkla korumaya, verilecek her türlü görevi yerine getirmeye hazır olduğumuzu arz ederim” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, “Batı bu denizlerde dolaşan gemilerimizden çok rahatsız oluyor. Buralardan çekilin diyorlar. Var mı böyle bir şey. Bu topraklarda bu denizlerde bizim haklarımız var. Bizim hakkımız olmayan yerde işimiz yok. Oralarda bu bayraklar uluslararası deniz hukuku neyi gerektiriyorsa bunun gereği olarak var” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ikinci olarak Hava Kuvvetlerinin Diyarbakır’daki 8’inci Ana Jet Üssü’ne bağlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı karşılayan Pilot Binbaşı Mehmet Onur Dikmen, şunları kaydetti:
“Mazisi şan ve şerefle dolu olan Hava Kuvvetleri Komutanlığımız dün olduğu gibi bugün de yarın da Türk hava sahasının çelik kanatlarımızla korunması için verilecek her türlü görevi yapmaya hazırdır. Bizler başta zatıaliniz olmak üzere asil milletimizin sonsuz desteğini ve duasını her zaman içimizde hissediyor vatanımızın bölünmez bütünlüğü ve milletimizin huzuru için azim ve kararlılıkla görevlerimizi icra etmeye devam ediyoruz. Ölürsek şehit kalırsak gazi anlayışıyla bundan sonra da bizlere verilecek her türlü görevi yapmaya hazır olduğumuzu saygılarımızla arz ederim.”
Bunun üzerine Erdoğan, teröristlerin inlerine girmeye devam edileceğini söyledi.
Üçüncü olarak Barış Pınarı Harekatı bölgesinde Resulayn’da görev yapan güvenlik güçleriyle canlı bağlantı kuran Erdoğan’ı, burada görev yapan Piyade Komando Binbaşı İlkay Dirim karşıladı. Dirim, “Cumhurbaşkanım asil milletimizin bağrından çıkan kahraman Türk ordusu tarafından hudutlarımızın güvenliğini sağlamak sınırlarımızın güneyinde bir terör koridoru oluşturulmasını engellemek için başlatılan Barış Pınarı Harekatı planlandığı gibi devam etmektedir. Harekat süresince asil milletimizin desteği ve duası arkamızdadır. Bizlere inanıp güvendiğiniz için şükranlarımızı sunuyoruz. Bizler burada tüm Türkiye’nin desteğinin arkamızda olduğuna inanarak azim kararlılık ve gururla görevimizi icra etmekteyiz. Vatanımızın selameti milletimizin huzuru için bizler daima görevimizin başındayız” ifadelerini kullandı.
Akabinde ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şuana kadar Barış Pınarı Harekatı’nı başarıyla sürdürdünüz inanıyorum ki bundan sonra da başarıyla sürdürecek Rabbim zaferle bizleri taçlandırsın” dedi.
Erdoğan, son olarak Barış Pınarı Harekatı bölgesinde Tel Abyad’da görev yapan güvenlik güçlerine canlı bağlantı yaptı. Burada görev yapan Piyade Yüzbaşı Celil Özekin, “Türk askeri olarak bizler vatanın bölünmez bütünlüğünü milletimizin huzur ve refahını her koşulda ve her yerde ölürsek şehit kalırsak gazi anlayışıyla mücadelemizi sürdüreceğiz. Bizler vatanımızın devletimizin ve milletimizin bekası huzur ve güvenliği için görevimizin başındayız. Bu anlayışla güçlüyüz, kararlıyız, cesuruz, bize verilecek görevleri yapmaya hazırız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, Barış Pınarı Harekatı’nda görev alan güvenlik görevlisi, sağlık görevlisi, korucuları tebrik etti.
Erdoğan, Suriye’nin kuzeyinde oluşturulacak güvenli bölgeden terör örgütü YPG’nin çıkması için tanınan 150 saatlik sürenin dolduğunu ve Rusya’nın, terör örgütlerinin buradan tamamıyla çıkarıldığı bilgisini verdiğini kaydederek, “Bu akşam itibariyle saat 18.00 ne dedik, ‘Rusya tamamıyla çekilecek’ dedik ve aldığımız bilgiler tahtında şu anda Rusya terör örgütlerinin buradan tamamıyla çıkarıldığı bilgisini yetkili mercilerimize vermiş bulunuyor. Görüşmelerimiz yarın yine aynı şekilde devam edecek. Ama burada bir şeyi ifade etmeden geçemeyeceğim. Bizim şehitlerimiz var. Şuan itibariyle asker sivil 30’a yakın şehidimiz var ama bunun yanında bir de Suriye Milli Ordusunun 130’a yakın onların da şehidi var. Onlar bizim şehitlerimizle beraber koyun koyuna bir mücadele verdiler. Bu mücadeleyi hala vermeye devam ediyorlar. Asla geri durmuyorlar ve bu mücadeleyi birlik beraberlik kardeşlik içinde sürdürdüler. İşte gün bugündür ve inşallah buradaki Barış Pınarı, pınar derken bu ismi rastgele koymadık. Buralardaki bu sınır boyunda gözeler çoktur, pınarlar çoktur. Harekat ile sürdürdüğümüz bu süreci inşallah en kısa zamanda da toparlamanın gayreti içerisindeyiz. Bir taraftan Amerika ile bir taraftan Rusya ile 120 saatlik, 150 saatlik yapmış olduğumuz mutabakatlar şu anda bitmiş bulunuyor, yarın yapacak görüşmelerimiz var. Bunun yanında Batı ile yapmakta olduğumuz görüşmeler var. Bütün bunlar şahsımda, aynı şekilde Dışişleri Bakanlığı, Savunma Bakanlığı, istihbarat teşkilatımız hepsi görüşmelerini yapıyor. Bunun yanında Genelkurmay Başkanlığımız görüşmelerini yapıyorlar, bu görüşmelerle birlikte en kısa zamanda neticeye varmayı hedefliyoruz. Biz kalmaya değil tek hedefimiz var, terör örgütlerinden buraları temizlemek için oradayız. Çünkü bu terör örgütleri bizi taciz ediyor. Onlar bizi rahatsız ettiği için oradayız ve sadece bu terör örgütlerinden oradaki insanları kurtarmak için oradayız” açıklamasında bulundu.
Hülya Keklik – Derya Yetim – İlker Turak