Fenerbahçe Divan Kurulu Toplantısı, Kalamış Faruk Ilgaz Tesisleri’nde gerçekleştirildi. Toplantıda açıklamalarda bulunan Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç, bu toplantıyı bir aile buluşması olarak gördüğünü ifade ederek, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın asırlık çınar Fenerbahçemizin çatısı altında, bugün bizlerle birlikte olmasının onurunu yaşıyoruz. Fenerbahçe Spor Kulübü üyeliğinin 25. yılını dolduran Sayın Cumhurbaşkanımız Yüksek Divan Kurulu üyemiz oldu. Şahsım ve camiamız adına sizi canı gönülden tebrik ediyorum. Cumhurbaşkanımızın Fenerbahçe sevdalısı olması, aynı renklere gönül vermemiz ve bugün itibariyle Yüksek Divan Kurulu üyeliğine geçiş yapması, hem kulübümüz hem de bizler için bir gurur vesilesidir. Bugün camiamız için tarihi günlerden biridir. Kendilerine davetimizi kırmayarak teşrif ettikleri ve bu tarihi günde aramızda oldukları için camiamız adına şükranlarımı sunuyorum” dedi.
“Her şeyden önce Fenerbahçeli vatanseverdir”
Fenerbahçeli olmanın vatansever olduğunu dile getiren Koç, “En önemli kuruluş amaçlarımızdan biri olan, vatanın gençlerini, zorluklara ve askeri seferberliklere vatanın korunması için hazırlama düsturundan hareketle Fenerbahçeli savaş zamanı ülkesinin müdafaasına koşar. Aynen 1. Dünya Savaşı’nda olduğu gibi Çanakkale’ye topraklarımızı savunmak için sahada akan teri kurumadan formasını çıkarıp üniforma giyen de Fenerbahçe’ydi, Mustafa Kemal Paşa’nın emriyle Kurtuluş Savaşımızda Anadolu’ya silah ve mühimmat kaçıran da bu şanlı camiaydı. Sınırlı imkanlarına rağmen işgal kuvvetlerine karşı çıktığı 50 maçın 41’ini kazanarak Milli Mücadelemize moral veren ve son maçta da General Harington Kupası’nı kaldırarak cephede yendiğimiz işgal kuvvetlerini yeşil sahada bir kez daha bozguna uğratan da yine Fenerbahçe’ydi. Fenerbahçeli barış zamanında ülkesini uluslararası müsabakalarda en iyi şekilde temsil etmek için ter döker. Cephede ordusunun, salon ve sahalarda ise Şanlı Bayrağımızın emrinde olmuş bir camiadır” şeklinde konuştu.
“Barış Pınarı Harekatı’nın tüm kalbimizle yanındayız”
Barış Pınarı Harekatı’na değinen Ali Koç, “Bugün de Barış Pınarı Harekatı’nın tüm kalbimizle yanında yer aldığımızı daha ilk anda dünyaya ilan ettik. Bu vesileyle tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize ise acil şifalar diliyoruz. Haklı mücadelemizde Türk Silahlı Kuvvetlerimize bir kez daha kuvvet, kudret ve muvaffakiyetler temenni ediyoruz. Allah yar ve yardımcımız olsun” ifadelerini kullandı.
“Halkın takımı Fenerbahçe, demokrasiye inanır”
Kulübün bütün yetkili organları, kurulları ve kararları demokratik süreçlerle belirlendiğini söyleyen Koç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“43 bin üye ile Türkiye’de en büyük üye sayısına sahip spor kulübü olan Fenerbahçe’de, her Fenerbahçeli’nin kulübüne üyelik hakkı ve de kulübünün geleceğinde söz hakkı vardır. Fenerbahçe’nin en büyük güç kaynağı, üyelerinin iradesine ve milyonlarca taraftarının desteğine dayanmaktır. Fenerbahçeli, tıpkı kulüp içinde olduğu gibi ülke yönetiminde de demokrasinin gereğine ve erdemine inanır. Milli iradeyle seçilmiş devletimizin her bir yöneticisine saygı gösterir. Devletinin yanında olmak Fenerbahçeli duruşunun olmazsa olmaz koşuludur.”
“Fenerbahçeli hukukun üstünlüğüne ve adalete inanır”
Hukukun ve adaletin olmadığı hiçbir sürecin parçası olmayı asla kabul etmeyeceklerini dile getiren Ali Koç, “Hukuk ve adalet dışı muamelelere maruz kalmaya da rıza göstermez ve tüm gücüyle karşısında durur. 3 Temmuz’da camiamıza yapılan hain FETÖ kumpasında dostumuz da düşmanımız da bu tavrımızı gördü. Sayın başkan Aziz Yıldırım’ın liderliğinde, yönetim kurulumuz, sporcularımız, çalışanlarımız ve her şeyden önemlisi milyonlarca taraftarımızla camia olarak en yalnız kaldığımız bu süreçte topyekun mücadele ettik. Maddi-manevi çok ağır bedeller ödedik, halen de ödemeye devam ediyoruz. Ancak, başta siz olmak üzere vicdanlı ve objektif herkesin de takdir ettiği gibi, bu örgütün alçak teşebbüsüne en güçlü oldukları dönemde boyun eğmedik. FETÖ’ye karşı direnme noktasında ülkemize öncü olduk, direnişi başlattık. Bize reva görülen haksız muamele karşısında, bu durumu fırsat bilerek kendi lehlerine rekabet avantajı oluşturmak amacıyla organize ve örgütlü bir şekilde kulübümüze saldırılar da yaşadık. Nitekim geri dönüp baktığımızda mağduriyetimizden sportif anlamda istifade edenlerin olduğu inkar edilemez. Unutmayalım ki bu kahpe saldırıya kadar Fenerbahçe hem sportif hem de mali açıdan rakiplerinden fersah fersah öndeydi. Tüm bu yaşananlara rağmen o gün de bugün de hukuk ve adalete güven duymaya devam ediyoruz. 15 Temmuz’da yaşanan korkunç olaylardan ve zat-ı alinizin liderliğinde milletimizin hain FETÖ saldırısını püskürtmesinden sonra yaşanan süreçte Ergenekon ve Balyoz’da olduğu gibi 3 Temmuz’da yaşananların da büyük bir kumpas olduğunu acı bir şekilde gördük. Her platformda daha önce de birçok kez seslendirdiğimiz gibi 3 Temmuz davası ile ilgili kararı Yargıtay’dan bekliyoruz. Geciken adalet adalet değildir. Biz hem adalete güvenmeye devam edeceğiz hem de hakkımızın bir an önce teslim edilmesi için hukuki zeminde tüm çabalarımızı sürdüreceğiz” dedi.
“Fenerbahçeli Cumhuriyet’e bağlıdır”
Fenerbahçe’nin Cumhuriyet çizgisinde olduğunu söyleyen Koç, “Fenerbahçe, Ulu önder Atatürk’ün
“Cumhuriyet, yüksek ahlaki değer ve niteliklere dayanan bir idaredir. Cumhuriyet fazilettir. Cumhuriyet idaresi faziletli ve namuslu insanlar yetiştirir” sözünü felsefe olarak benimsemiştir.
Cumhuriyet’imizin ilke ve değerlerine bağlılık, camiamızın vatanseverliğinin doğal bir sonucudur. Fenerbahçeli, bu topraklarda bir millet olarak birlikte ve kardeşçe yaşamanın, çağdaş uygarlık seviyesini yakalamak ve hatta ötesine geçmenin Cumhuriyetin temel hedefleri olduğunun bilincindedir. Atatürk’ün yakmış olduğu meşaleyi sonsuza kadar taşımaya kararlıdır. Bu vesileyle 96. Yılına erişeceğimiz Cumhuriyet Bayramımızı şimdiden kutluyorum. Sayın Cumhurbaşkanım, Türk sporunun geçmişten günümüze kadar önemli sorunları ve ihtiyaçları oldu. Önümüzdeki süreçte de başka sorunlar ve ihtiyaçları muhakkak olacaktır. Bugüne kadar kulüpler ve federasyonlar olarak birçoğuna kendimizin sebep olduğu bu sorunların üstesinden gelmeye çalıştık. Gücümüzün yetmediği zamanlarda da ülkemizi yönetenlerin desteğine müracaat ettik. Siz de sporun içinden gelen ve bu kültürün önemini bilen bir devlet adamı olarak pek çok sıkıntımızda yanımızda oldunuz. Türk sporunun ve amatör kulüplerin desteklenmesi amacıyla yapılan kanuni düzenlemeler bunun en güzel örneklerinden biridir. Amatör branşların geleceği ve gelişimi açısından tarihi nitelikte olan bu kanunla, profesyonel sporculara ödenen ücretlerden kesilen stopaj tutarlarının amatör sporlarda kullanılmasına imkan tanınmıştır. Bu, bünyesinde futbol dışında başka spor branşlarını bulunduran kulüpler için devrim niteliğinde bir düzenleme olmuştur. Bu düzenleme ülke sporuna ve kulüplerimize gerçekten büyük katkılar sağlamıştır. Bu konuda hepimiz size şükran duyuyoruz. Hepimizin bildiği gibi Fenerbahçe olimpiyatlara en çok sporcu gönderen kulüptür. 2020 Tokyo Olimpiyatları’na şu ana kadar 8 sporcumuz katılım hakkı elde etti. 33 sporcumuz da katılabilmek için büyük bir rekabet sürdürüyor. İnşallah bu uygulama devam eder ve bizler de genç nüfusu fazla olan ülkemiz için Türk sporuna katkı vermeye devam ederiz. Tüm kulüpler adına bunu sizden istirham ediyorum. Sporun gelişmesi için finansman elbette ki önemlidir. Ancak her şeyin üstünde olan bir değer varsa o da rekabette adalettir. Adil sportif rekabetin olmadığı yerde sporun arzu edilen seviyeye yükselmesi mümkün olamaz. Eğer camialar arasında kutuplaşmalardan söz ediyorsak, bunun altında yatan en önemli neden adalet eksikliğidir. Sporda başarı sadece iyi yönetim, doğru yatırım, yetenek ve çalışmanın neticesinde gelmelidir. Sezona başlarken adalet ve eşitlik ilkelerine atıfta bulunarak bir çağrı yapmıştık. Yine bu anlayışla Türkiye Futbol Federasyonu seçimlerinde tek bir ismi dahi önermedik, alışılmışın aksine bu doğrultuda bir lobi çalışması yapmadık. Sporda adaletsizlik tartışmalarını sona erdirmek için başta federasyon olmak üzere tüm paydaşlar üzerimize düşeni yapmalı, birlikte çaba göstermelidir. Unutmayalım ki bizler sahada rakip, saha dışında ise paydaşız. Bahsettiğimiz ortamı tesis edebilmek için bize düşen ne görev varsa Türk sporunun emrindeyiz. Vefa Bey, inşallah sözlerinizde bahsettiğiniz o toplantıyı da gerçekleştirirsiniz. Biz Fenerbahçe olarak hem sorumluluklarımızın farkındayız, hem de üzerimize düşenleri yaptığımıza inanıyoruz. Adil rekabete zarar verecek oldu bittilere de sessiz kalmayacağımızı söylemek isteriz” dedi.
“Cumhurbaşkanımızı maça bekliyoruz”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı akşam oynanacak olan Konyaspor maçına davet eden Ali Koç, “Fenerbahçe camiası olarak sizi ve değerli ailenizi stadımızda ağırlamaktan büyük onur duyacağımızı belirtmek istiyorum. Sizin sporu ne kadar sevdiğinizi, Türk sporunun gelişmesi için yaptığınız icraatları, futbolu ne kadar yakından takip ettiğinizi hepimiz biliyoruz. Herkes sizin Fenerbahçeli olduğunuzu biliyor ancak Fenerbahçe’nin sizin için tam olarak ne anlama geldiğini herkes tam olarak tahayyül edemeyebilir. Biraz sonra videoda izleyeceğimiz gibi, kariyer planlamanızı farklı bir şekilde yapmış olsaydınız belki de bugün aramızda eski bir sporcumuz veya kulüp yöneticimiz olarak bulunuyor olacaktınız. Ama önemli olan bugün Yüksek Divan Kurulu üyemiz olarak aramızda bulunmanızdır” şeklinde konuştu.
“Kenan Evren Lisesi’nin devri gerçekleşti”
Stadın yanında bulunan Kenan Evren Lisesi arazisi hakkında konuşan sarı-lacivertli kulübün başkanı, “Göreve geldiğimizden beri çok üzerinde durduğumuz Kenan Evren Lisesi’nin kulübümüze devri bu hafta gerçekleşmiştir. Bu konuyu bilfiil takip ederek desteklerini esirgemeyen Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımızı sunuyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.
Ozan Buğra Koşar – Bozhan Memiş – Mehmet Şirin Topaloğlu – Güven Mert Ercan